Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
uzungemici
uzungemici

YOLLAR, YOKUŞLAR, YOLCULAR...

Yorum

YOLLAR, YOKUŞLAR, YOLCULAR...

( 5 kişi )

3

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

1596

Okunma

YOLLAR, YOKUŞLAR, YOLCULAR...

Yollar, yokuşlar, yolcular...

“o trenin bütün yolcuları sütten kesilmiş analar
ve kucağından çocuğu alınmış köylü kadınlardı
ve bir de adı ‘ben’ olan bir çocuk vardı...”

-ey tren, hasretle bekliyorum seni, ilk yolculuğumdun sen benim.
o zaman bir veda yüküm vardı, şimdi ise dinamit lokumu yüreğim,
bakalım tanıyacak mısın beni.

yüksek dağların düze indiği yerdi ve aç bozkırlar uluyordu
o çocuk tünele doğru, sesi çıktığı kadar işte böyle sesleniyordu…
...derken..,
tünelin içinden, bir gece yarısı panteri gibi fırladı kara tren
tanımadı dünün sislerine saklı çocuğu, geçip-gitti üzerinden.
geçen yıllar, yolların kesişme noktasına uğramamış olmalı ki
...tren görmedi bile beni, ezdi-geçti.

...,

“yokuşun başı sokak tabelasıydı bütün hatıraların
ve ışıksız lambalar, iki sıralı kaldırımsız adımlardı
ve bir de adı ‘ben’ olan bir çocuk vardı...”

-nerelerdesin sen sivri taş, dizimi ilk sen kanatıp ağlatmıştın hani.
ve dik yokuş, o zaman bir soluklukken ne kadar büyümüşsün şimdi,
beni hatırlayacak mısınız?

şehir; ıssız yokuşun başına, bırakmıştı çocuğu kucağından
nice bilinmezler gibi, bugün atacağı bu feryadı o gün duymadan…
...kim bilir..,
şimdi bu şehir, dizimi kanatan sivri taşı nereye gizlemiştir
ve kim bilir o yokuş, düş dünyamın hangi gecesinin şiiridir.
okudukları kitapların, ‘hiç’ sayfalarında yazıyordu adım belki
...ne diye hatırlayacaklar ki beni.

...,

“bulvar üstündeydi bütün sinemalar, ilk randevular
ve dudak tiryakiliği gibi dudaktan tüten sevdalardı
ve bir de adı ‘ben’ olan bir genç adam vardı...”

-meydan saatinin gölgesi ve karaborsa biletlerin en pahalı koltuğu.
siz bari tanıdığınızı söyleyin, dağılsın üstüme inen bu sevimsiz korku.
tanıyorsunuz beni değil mi?

oysa sinemalar yıkılmış, koltuklar çoktan silmişti numaralarını
meydan saati dersen, yiten zamana atmıştı akrep ve yelkovanını…
...peki ya onlar..,
o sokaklar, Ruhi Su türküleri gibi meşaleler yakan şafaklar
ya o şafaklara doğru, yolları kol kola adımladığımız yoldaşlar.
nerdeyse inanacağım, özel tarihimi bir sabotajın yok ettiğini
...hiç kimse tanımadı beni, hiç biri.

*

kayıp listelerinde bile yok adım/
demek ki ben o günleri asla yaşamamışım.
yollar, yokuşlar ve yolcular derseniz/
onlar ya yoktular ya da ben hiç tanışmamışım.

Cevat Çeştepe

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Yollar, yokuşlar, yolcular... Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Yollar, yokuşlar, yolcular... şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YOLLAR, YOKUŞLAR, YOLCULAR... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sahaf
sahaf, @sahaf
23.10.2013 21:20:23

Sizin şiirlerinize yorum yazmak öyle zor ki...

Kutluyorum

Şiir ola
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
23.10.2013 11:47:14
5 puan verdi
geçip gittiler sanki hiç yokmuşcasına..
sera.
sera., @sera-
22.10.2013 16:38:45
5 puan verdi
Hani bazen oturup bir köşeye, dalıp tek bir düşen yağmur tanesine ya da bir çiçeğe, yahut gökteki buluta, bir dağa-taşa yola, yolcuya düşünür ya insan hayatı, yaşanmışlıkları. Film şeridi gibi geçer bir anda gözünün önünden.. Yüzleşir kendiyle, yaşayıp/yaşayamadıkları, kızgınlıkları, kaybettikleri, kazandıklarıyla..
En çok da yüzleşir yüreğiyle, sevdasıyla kimbilir belki de geride kalan bıraktığı derin izle... Öfke, isyan, sitemle döker içini, dertleşir kendiyle.. Buruktur, hüzünlüdür yüreği ama yine de tutunmak istiyordur hayatın bir ucundan en çok da inanmak aslında.

Ömür denilen takvimin sayfalarını çevirirken, aldanmışlıkları-ders alınmışlıkları karşısında boğuşurken ruhu olaylarla-insanlarla-olaylarla kendi kendine yapma artık demeleri vardır ya hani insanın işte öyleydi.. İşte öyle bir şey...

Herzamanki gibi demini almış çay tadındaydı yine 'Şiir'iniz.
Daim olsun yüreğiniz kaleminiz 'Şair'. Teşekkürler paylaşım için.

Saygıyla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL