KEŞKELERE BÜRÜNMÜŞ AŞK HİKAYESİ
KEŞKELERE BÜRÜNMÜŞ AŞK HİKAYESİ
Kime ne önemi var bilmiyorum ama bana göre çok önemi var. hikayeler yaşanmışlıklardan doğar.. Yalnızlığı yalnız kalmayı seven biri. Taki aşık olana kadar. yalnızlık mı ? hiçte hoş birşey değil. sevdiği var iken sevdiğinin yanında olmak var iken kim ne yaparki yalnızlığı. sevdiği seveninden habersiz. Seven sevdiğini söyleyemeyecek kadar korkak çekingen ve çaresiz. elalem putunu dikkate alarak söylememeyi tercih etti. içindeki aşkın alevi kalbini yakmaktaydı. o alev kalbini yaktığı andan itibaren hep fısıldadı kendine "aslında aşk hiçte güzel değilmiş". güzel olsaydı eğer bukadar acıtırmıydı canını. incitirmiydi kalbini. sürekli gördüğü biri değildi sevdiği ama sürekli karşısında yüreğindeydi. göz kapaklarının içine çizilmişti resmi. gözlerini kapadığı andan itibaren onunla birlikteydi. hayaller gerçek yaşamdan daha güzeldi. hayalinde onunla birlikteydi çünkü. ne olurdu seven sevdiğini fark edip tutulduğu gibi sevilende sevenini fark edip tutulsaydı. sevseydi açsaydı yüreğini ona "ben seni seviyorum " deseydi. sevenin gösteremediği cesareti sevilen yapsaydı. içinden geçiriyordu ama olmayacaktı , fark etmeyecekti sevilen sevdiğini..kuru , yeşermeyecek bir hayaldi sadece.. seven yüreğinde kocaman bir sevdaya yer vermiş bir küçük kızdı.. o küçüğün kalp ağrısına bir yenisi daha eklenmişti..isteği dışı bir evlilik..kendinden yaşlarca büyük biriyle..hangi acıyı yüreğinde taşımalıydı ki..sevdiğinden ayrı olmayımı, sevmediği ile birlikte olmayımı yoksa kendinden iki katı biri ile evlendirildiğinimi... hangisini dert etmeliydi. yüreği kedere bulandığında hüzün göz yaşları ile Rabbine sığınması yakarışları vardı.. ben kaderime inandim iman ettim bu benim kaderimmiş diyerek , göz yaşlarına boğulup aciz bir şekilde hıçkırışları vardı.. keşkelerle doluydu hayatı.. keşke elalem putunu yıksaydımda sevdiğime sevdiğimi söyleseydim. terslermiydi acaba beni , öfkelenir kızarmıydı ki bana.. soğuktu sevdiğinin bakışları...o bakışlar ürkeklik biriktirmişti yürekte...söylersem duyulur herkez tepki gösterir bana kızar düşüncesi aklımda yer etmişti..mantığım daima duygularımı yenmekteydi..artık bunları düşünmek oldukca luzumsuzdu...evli biri olmustu artık..yüreğinde sızı yaşayan aciz seven birgün sevdiğinin sözlendiğini duydu..yaşanılması güç bir an..eli yüzünde köşeye çekilmiş bir büklüm halde hıçkırarak ağlamak ne zor bir an...Neden bu sevda onun yüreğini bulmuştu ki ? dua ile karışık dertlenmelerini göz yaşları içinde Rabbine arz ediyrdu.. bir yandan huzursuz giden bir evliliği diğer yandan kalp acısı..ve bunları taşımaya çalışan küçük bir beden.. kendini toparlamalı güçlü olmalıydı. aklına kuran mealinden rast gele bir ayet seçmek geldi..ve şuan hiç dilinden düşürmediği , o hüzünlü yüreğinin sıkıştığı anda karşısına çıkan ayet ; " akıllı olunuz bilinizki kalpler ancak allahın zikri ile mutmain olur" rad suresi / 28.. içini ferahlatan ayetin arapcasını ezberleyerek dilinde tesbih etmişti..Rahmana sığınmak nekadarda çok güzel birşeydi..Ama yetmedi bu tesbih ona..arayışa girdi , boşlukta olan ruhuna zemin hazırlamak için. mevla ne büyüktü , kendisini arayana nasılda yol gösterip kendi kapısına alıyordu.. kalbe genişlik veren ilim ibadet kokan bir yer. o ortama girmek ne güzel birşeydi.. bir yandan yaşanılması zor olan bir hayat , diğer yandan o zorluğa karşı güç veren bir ortam.. zordu yaşam , zrluğa karşılık bir güç veren vardı lakin sevdalısı yürekte yürek sızısıydı..kul kul ile sınanırmış..rabbi bu acizi sevdalısının acısı ile sınıyordu.. ayetlerle hadislerle huzur bulmak en güzeli..kişi sevdiği ile beraberdir diyen bir peygamberin ümmetiydi..bu dünyada umudu olmasada sevdiğinden , ahirette onla birlikte olacağını umut ediyordu.. bu küçük yürek nasılda teselli ediyordu kendini..acılarının izini ayetlerle yıkayıp , hadislerden teselli bulacak kadar güçlüydü..ama o güçlü kız geceleri bir okadar aciz , duygularına yenik düşüp göz yaşlarına boğuluyordu.. hayat ne çok acıtmıştı onun canını..düşe kalka acıları ile geçiyordu zamanı...hiç beklemediği bir anda uzun zamandır görmediği sevdiğini görmüştü. yüreği can çekişiyordu o an..içindeki birşeyler fazlaydı sığmıyordu yürek kafesine , uçup gitmek istiyordu. bu defa mantık durduramadı duygularını , geçemedi önüne..pişman bir şekilde birazda sitem barındırarak "neden sevenini fark etmedin" diye söylendi...bir zamanlar konuştıramadığı dili o an "seni seviyorum" dedi.. keşkeler yüreğe daha fazla yer yapmıştı artık. geç kalınmıştı..bir zamanlar elalem putlarını yıkamayan sevdalı o putları yıkmakta çok geç kalmıştı.. olsun, geç kalsada söylemişti.. artık sevdiği seveninin farkındaydı..ve seven sevdiğini kalbine gömmüş, her duasına onuda alarak "kabul olunmamış duama karşılık ahiretliğimsin" demeyi hiç bırakmamıştı.. pişmanlıklar ve keşkeler can yakmaktan başka birşey değildi...seven artık kendi yoluna kendi kaderine rağzı olup , keşkeleri dilinden atmanın zamanı geldiğini anlamıştı.. keşkeler bitmişti..Artık hiç bir şeye keşke demeyecekti , KEŞKE bunu daha önce akıl edebilseydi.. AYŞE GÜL KEBABCI Bizler keşkeleri hayatımızdan silemeyip, keşkelerin içinde acı ile kıvranmaya kendimizi mahkum etmişiz.... |