12
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2653
Okunma

ben soğuk taşlarda söndürmeye çalışırken hasretimin ateşlerini
sen duman olmuş sarmıştın başka dağların tepesini..
oysa karşında duran koca bir dağın
ucundan doruğuna her yanında sen vardın..
vardın hep..
ve öyle bir sevmekti ki bu
kokunu giydirmek gibi ruhumun çocukluğuna
ve dokunamamak büyük gelen yanlarına sevdamın
eksik sevişlerini su bekleyen topraklara gömmek gibi
var etmek gibi mutlu sonları olmayan bir masalın sonunu
son bulmak adını çığıran türkülerin melodisinde
tenime dokunan zamanın çıngıraklı sesi gibi
ve beyin odacıklarımın seninle meşguliyetiydi
yana yana sevmek seni..
yüreğim demini tazelerken günün beş çaylarında
dudak payı ayrılıklarında kalan hüzün gibi
yüzün gibi hasretin bendeki adı
yüzüm gibi..
duvardı diş aralarına sıkıştırdığın keskin cümleler
kilit gibi içeri giremediğim kapılarının ardında
kelimelerin ihtiyar
fakir bir sevda gibi
sevişlerin yoksulluğu biriktirip
zengin ayrılıkları bağışlar gibi ömrüme
bir günüme bin hüzün hediye eder gibi
gözlerinin gülüşü tanımadığım yüzlere..
dün gibi
sen vardın ömrümde
gitar tellerimde de sen vardın
terini engelleyemediğim ellerimde de..
sen vardın işte
kalemimde defterimde
göremeyen gözlerimde
yıldızsız gökyüzümde
sen vardın
hep vardın
varamadığımız sonda bile..
5.0
100% (29)