3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1096
Okunma

Merhaba aşk !
Merhaba alım... yeşilim... karam...
Merhaba can bildiğim, can parçam !
Ben sana, dağlar şafağa müptela
Bak, toprak yağmur içmiş sonbahar tavında
Okşamaya hasret saçların salınmış narin omuzlarına
Ah Madam ! Doğada bir curcuna
Bir bayram havası
Tüm kuşlar cennet bağında
Salkım salkım dökülen bir mutluluk şarkısı
Her şey öylesine emsalsiz ve muhteşem
öyleyse neden
bal dudağa yapışmış o kızıl şarapnel parçası.
Hangi çiçeğe dokunsam ten kokun
Hangi yangına yansam aşka yangın gözlerin
Hangi dili konuşsam ben ahrazım dersin
öyle ise haydi bitir işimi
Vur kalbime kalbini
Bugün fünyesi ellerinde bir bomba gibiyim
Duyuyor musun la Fountain’ın şarkısını söylüyor çocuklar
Sersem bir gitarcı diz vurmuş beton kaldırıma
Ah bu duyduğum yağmurun sesi değil,
Avuçlarıma dökülen sağanak sağanak sen
“Jeanne” kutsamış yürek çıplaklığını
Ey Emile ! Eyfel’in tüm ışıklarını söndür
Ölüme raksımız var
Ah madam ! Doğum günümüz kutlu olsun !
Hoşgeldin !
Hoşgeldin şuramın yarısı !
Aşk şimdi yine sen
Yine ben,
Yine nar-ı intihar kırmızı...
5.0
100% (5)