Kafiye dersen kafiye, redif dersen redif, uyak dersen uyak, ayak dersen ayak. Her bi malzemesi tam bir şiir
Kahve içtim şekerli değil sade Babamı gördüm ceketimi ilikleyip istedim müsade Senetler birikti vade vade Allah rızası için bu aşka he de. Aşkından her gece öldüm de yandım.
Öldüm de yandım... Nasıl becerdiysem bunu? Ben Leyla olayım, sen de oyna mecnunu Tereyağlı iskender istemiştim getirdiler lahmacunu Hele bir de karşıma dikmezler mi Acun’u Ekmeğimi böldüm de yandım.
Ekmeğimi böldüm, annem üzerine sana yağı sürdü Kader bize ağlarını ördü. Bu durumu Bursadaki sağır sultan gördü. Saat çeyrek geçiyordu ya da geçmekteydi dördü. Deliler gibi kahkahayla güldüm de yandım.
Olmaz olmaz deme. Güldüm de yandım işte. Dolgular apse yapmıştı dişte. Yine etleri yaktın mı şişte? Ah enişte. Sorarım ben sana şu yokuşu inişte. Sol yanımı dildim de yandım.
Sol yanım dedim de cumbullu aslan. Sol yanım şe’eetti sağ yana yaslan. Deli ettin aşk-ı derûnun ile birazcık uslan. Ya da otur öyle öylece paslan. Güzel şiir oldu. Bildim de yandım.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Atatürk ilkeleri, altı ana başlık altında toplanabilir:
Cumhuriyetçilik:
Atatürk devrimleri siyasi nitelik taşır. Çok uluslu bir İmparatorluktan ulus devlete geçiş gerçekleştirilmiş ve böylece modern Türkiye'nin ulusal kimliği oluşturulmuştur. Bu kimliğin oluşmasında, kul nitelikli insanların yurttaş-birey niteliği kazanması önemli bir noktadır. Atatürk bunun yolunu, kısaca halkın kendi kendisini idaresi, yani demokrasi demek olan Cumhuriyet’te görmüştür.
Halkçılık:
Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Cumhuriyet Devrimi ayrıca bir sosyal devrim niteliği de taşır. Başta İsviçre Medeni Kanunu olmak üzere, Batı kanunlarının Türkiye'de uygulamaya konulmasıyla birlikte kadınların statüsünde köklü değişiklikler olmuş, 1934 yılında kabul edilen bir kanun ile kadınlar seçme ve seçilme hakkını almışlardır. Atatürk çeşitli ortamlarda, Türkiye'nin gerçek yöneticilerinin köylüler olduğunu söylemiştir. Aslında bu durum Türkiye için bir gerçek olmaktan çok bir hedef niteliğindedir. Halkçılık ilkesi sınıf ayrıcalıklarına ve sınıf farklılıklarına karşı olmak ve hiçbir bireyin, ailenin, sınıfın veya organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul etmemek demektir. Halkçılık, Türk vatandaşlığı olarak ifade edilen bir fikre dayanır. Gurur ile birleşen vatandaşlık fikri, halkın daha fazla çalışması için gerekli psikolojik teşviki sağlar, birlik fikrinin ve ulusal bir kimliğin kazanılmasına yardımcı olur.
Laiklik:
Laiklik yalnızca devlet ve dinin birbirinden ayrılması anlamına gelmez ayrıca eğitim, kültür ve yasama alanlarının da dinden bağımsız olması anlamını taşır. Laiklik, devletin dini düşünce ve dini kuruluşların etkisinden bağımsız olması, ve genel olarak düşünce özgürlüğü anlamına gelmektedir.
Devrimlerin birçoğu laikliği gerçekleştirmek amacıyla yapılmış ve diğerleri ise laikliğe ulaşılmış olması sayesinde gerçekleştirilebilmiştir. Laiklik ilkesi akılcı ve dini siyasetin dışında tutan bir ilkedir.
Osmanlı döneminde matbaanın geciktirilmesinde olduğu gibi dinin yenilikler karşısında nasıl tutucu bir silah haline geldiğini yaşamış olan Türkiye Cumhuriyeti kurucuları açısından dinin din dışı sivil yapı üzerinde yaratabileceği baskıları önlemenin bir aracıdır.
Devrimcilik:
Atatürk'ün ortaya koyduğu en önemli ilkelerden birisi de devrimciliktir. Bu ilkenin anlamı Türkiye'nin devrimler yaparak geleneksel kuruluşlarını modern kuruluşlarla değiştirmiş olmasıdır. Geleneksel kavramların bir kenara itilip modern kavramların benimsenmesi demektir. Devrimcilik ilkesi, yapılmış olan devrimlerin tanınıp kabul edilmelerinin çok ötesine geçmiştir.
Milliyetçilik:
Cumhuriyet devrimi ayrıca milliyetçi bir devrimdir. Bu milliyetçilik ırkçı bir yapıda değildir; yurtseverlikle sınırlıdır. Bu devrimin amacı, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının korunması ve ayrıca Cumhuriyetin siyasal yönden gelişmesidir.
Bu milliyetçilik, tüm diğer ulusların bağımsızlık haklarına saygılıdır; sosyal içeriklidir; yalnızca anti - emperyalist olmayıp, aynı zamanda gerek hanedan yönetimine, gerekse herhangi bir sınıfın Türk toplumunu yönetmesine de karşıdır ve nihayet bu milliyetçilik Türk devletinin vatanı ve halkı ile bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanmaktadır.
Devletçilik:
Mustafa Kemal Atatürk yapmış olduğu açıklamalarda ve politikalarında Türkiye'nin bir bütün olarak modernizasyonunun ekonomik ve teknolojik gelişmeye önemli ölçüde bağlı olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, devletçilik ilkesini de devletin, ülkenin genel ekonomik faaliyetlerinin düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği veya yetersiz kaldığı ya da ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara girmesi anlamında yorumlamaktadır. Ancak, devletçilik ilkesinin uygulanmasında, devlet yalnızca ekonomik faaliyetlerin temel kaynağını teşkil etmemiş, aynı zamanda ülkenin büyük sanayi kuruluşlarının da sahibi olmuştur.
*******************
te-şek-kür-ler LA-İK(İ)LİK… ha bunların hepsi senin yüzünden…!!!
********************
Bu resim çapulcuların ilk altı ay anne sütü emmediğine bir delildir...!!!
Anıtkabirin taşına bak gözlerimin yaşına bak...
...(:(:(:):):)...
Düşman bizi esir aldı şu FELEĞİN işine bak...!!!
இܓmolfix reklamı - YouTube ► 0:42► 0:42 www.youtube.com/watch?v=5vQmcwcq7wA o 25 Kas 2006 - melihkorn tarafından yüklendi
இܓ Devlet millet el ele…;)
Adam sorar: Kaçınız çıplaklığınıza güvenmek yerine, karakterinize güvenecek kadar KADIN'sınız?இܓ Kadın cevap verir: Kaçınız çıplak bedeni sahiplenmek yerine, üstünü örtecek kadar ADAM'sınız?இܓ ********************************************************************************************************* இܓ Nasreddin Hoca ibadette ihlâsın önemini anlatır: "Huşu ile ibadetinizi yapın. Esas kâr ondadır. Yoksa riya karışan ibadetle kâr değil, belki de zarar edersiniz" diye vaazlarında anlatırmış. O kadar zahmete katlanıyorsunuz kârlı çıkmalısınız dermiş. Cemaatin kayıtsızlığı karşısında bu hususu çarpıcı bir misalle onlara anlatmak istemiş. Evlerden yumurtanın dokuzunu bir akçeye almış. Pazara götürüp, onunu bir akçeye satmış. - "Bu ne biçim ticaret, Hoca !" demişler. - "Bir öteki satıcılara bakın, bir de bana" demiş, "amacım kazanmak değil, yeter ki dostlar alışverişte görsün." இܓ … இܓ
''Cinayetin biri de birdir, bini de birdir '' Diyerek bir cinayet daha ekliyorum 33 senedir işlediğim cinayetlere.
Hazır seri cinayete başilamışken ve hazır elim değmişken bir cinayet daha işleyeyim madem:
Kertenkeleden başlayıp Atatürk İlkelerine, Oradan Anıtkabir'e, Dersim'e, T.D.K na, Öğretmen Marşına o kadar geniş bir yelpazeye dağıldı ki konu, toparlamak için ciltler dolusu yazmak gerekecek.
Heba edi,lmiş bir 33 seneden sonra bir 33 senemi daha heba edemem. Ahir ömrümde biraz da kafa dinleyeyim değil mi?
O yüzden bu seferki katliamımı uzatmayacağım: Kısa ve kestirme...
33 yılınız heba olmuş , artık öğrencilerin durumunu düşünemiyorum...!
Burası Türkiye Cumhuriyeti
şaşmamak lazım...
Öncelikle sizin kadar kıvrak bir zekaya sahip olup, yorumunuza cevabımı geciktirmek suretiyle yanıt veremediğim için çokk müteessirim…haklısınız Sami bey hocam
''Ankara’nın taşına bak gözlerimin yaşına bak ;((
Biz düşmanı esir aldık şu feleğin işine bak ..pek şanlıyız …pek şanlıyız…''
size ilk etapta güvenemedim sonra frof. Google sordum yer yer değişen şiirlerin ,marşların yanında ;
''Biz düşmanı esir aldık, şu feleğin işine bak''
mısralarına rastladım… aynen sizin dediğiniz gibiymiş …hocam o kadarcık kusur kadı kızında da olur mikemmel insanlar da arada bir hata edebilir…desem …olmaz tabi anlam itibariyle iki mısra arasında dağlar kadar fark olur du ki … ANKARA MARŞI söz konusu olsaydı… benim yazdığım Ankara marşının coşku ve heyecanından esinlenip mısralara döktüğüm Anıtkabir şiirim … ben yazdım hocam . ;) nasıl ama kendimi şiir alanında çokk geliştirme gayretindeyim…zira edebi eserlerimizde şiirin önemi çokk büyük bunu sırasıyla, yazılar,fıkralar hikayeler, masallar , tekerlemeler, takip ediyor ve tabi ki de yorumlar…yazmak güzel hocam, güzel ve manalı şeyler yazmak daha güzel…hatta OKU makta çokk güzel ...İyiliğe, Barış'a, Sevgi'ye , Sevgili'ye , Can'a Canan 'a yazılanları OKUmak gibi…gerçi bu kişiye göre değişiyor…bir kelimeden ,bir cümleden, bir şiirden, bir sözden neler neler anlayabiliyoruz…
TDK nın kurulmasında emeği buyük olan ismini hatırlayamadım Fransız hemşerinize sitemlerimi gönderiyorum … neden diyeceksiniz… Latin Türkçesini öyle zenginleştirmişler ki mesela; güzel kelimesi
her şeye güzel diyoruz
örnek
şarap güzel yemek güzel kadın güzel çiçek güzel böcek güzel elbise güzel …
güzel de güzel… ;)
hani şöyle yıllarca bizim seçmeli ders adı altında mecburi gördüğümüz İngilizce'ye bakıyorum
delicious graceful
beatiful sweet good perfect
…
özeniyoruz Sami bey hocam,
geniş OSMANLI TÜRKÇESİnden sonra Latin Türkçesi çokk dar geliyor ARUZ ŞİİRLERİ ne kimilerine de bol geliyor, sallıyor bol keseden tdk ya inat… ;)
sizin gibi 33 yıl Atatürk ilke ve inkilaplarını anlatan bir muallimle konuşmak iyi geldi… çokk teşekkür ederim…duyarlı yüreğinize…
Sami bey hocam biyoloji muallimleri de kertenkelelerin gıdası olan sineklerin neden rahatsızlık verme gibi bir görevinin olduğunu kendilerine sordular haliyle cevap alamadılar ve araştırıyorlar son tahlilde ...
hocam ben birde şunu merak ediyorum bu konuda da bilginiz engindir...yararlanmak isteriz...!!!
*ALLAH’ın emrini yerine getiren daha doğrusu getirmeye çalışan kadınlarımız, kızlarımız var kötü nazarlardan korunmak ve erkeklerinde nefislerini azdırmamak adına hani biz aciz kullar için anlamakta zorlandığımız ama ALLAH’ın bizim için uygun gördüğü tesettür var ya hani temel hak ve özgürlükleri kısıtlamak suretiyle Türkiye Cumhuriyetinde olay olan..., OKUyabilmek için ecnebi memleketlerine gidip baskı altında kalmadan eğitim alabilen kızlarımızın başında ki örtüler var ya...
*Özellikle liselerde ekmek arası uyuşturucu verildiğinden de öğretmen olarak haberdarsınızdır heralde...daha bir sürü sapkınlık...bakın facebookta öğretmen adı altında sayfalar var... yetiştirdikleri öğrencilerinin hallerine bakıp bakıp alay eden öğretmenler...öğrenci sayfaları var okuldan memnun olmayan... gerçektede bu yaşanıyor malesef...
*Dersim katliamında annesi babası katledilen çocukların zalim eller tarafından yetiştirilip istihbaratçı olarak ölümüne teroistlerin arasına salınan kişilerden de haberdarsınızdır bir Tarihçi olarak değil mi ?
Saymakla bitmez...bir tarafta yaşama hakkı elinden alınan insanlar var, bir tarafta zevki sefası için insan olmanın erdemine ulaşamamış hayvan aşağısı mahlukatlar var...
*Müslüman bir ülkede çapulcuların ve ayyaşların '' zıkkım içip ..içip kuduran '' bir kesimin sarhoş olma temel hak ve özgürlüğünün başka insanlara verdiği özellikle çocuklara verdiği zararlardan dolayı zaruri içeceklerine kısıtlama getirilmesi Atatürkün koyduğu yasaların, değiştirilmesi ve kaldırılması ..,naciz eserlerine zarar verilmesi mezarında gücüne gidiyor mudur…acaba.. (uyak yakaladım bozmayayım … devam..=>
mektup yazarum mektup sevdama ben yazarken ağladum sen okurken ağlama…
hocam bu ayak uyakları bana da öğretiverseniz de ben de şurda iki şir yazsam, çalmadan ,çırpmadan..çizmeden, gezmeden ,tozmadan hı gezmek-tozmak derken aklıma birden çizgi film geldi...
DADAŞ CAİLLOU YÜZİR - YouTube
► 3:17► 3:17
www.youtube.com/watch?v=W812TCAQ0VI
sarı kıza, tekire , karabaşa, fıstığa ..vs. iyi seyirler mini mini birler... ;)
Sami Bey HOCAM siz çokk ve hayırlı yaşayın emi , yaşayın öğretin ki bizlere de örnek olun... ***
Göstermiş olduğunuz edepli ,öğretici öğretmenliğinizden dolayı Size öğretmen marşını hediye ediyorum...hiç dinlediniz mi bilmiyorum... gerçekten çokk güzel bir marş...her ne kadar video görüntüleri berbat olsa da... Ne mutlu Türküm deyip te TÜRKLÜKten ve İNSANLIKtan nasibini almayanlarda dinlese iyi olur...!!!
marslarımız - ögretmen marsı - YouTube
► 2:00► 2:00
www.youtube.com/watch?v=iganrkYLzSg
ÖĞRETMEN MARŞI Alnımızda bilgilerden bir çelenk, Nura doğru can atan Türk genciyiz.
&
Size naçizane tavsiyem, ömrünüzün geri kalanında VATAN_ MİLLET için, İNSANLIK için eserler bırakında bizde yararlanalım...örnek alalım siz değerli büyüklerimizi...Belki ALLAH'ın izniyle Ahiretin(m)ize faydası olur...!!! İnsan olanlara Saygı ve Sevgilerimle...இܓ
Atatürk ilkelerini ve inkılaplarını tam otuz üç sene anlatmış biri olarak o kısımdan bir heyecan duymadım. ama Ankara marşının yukarıdaki mısraı heyecanlandırdı beni. Niçin mi?
Efendim o mısra öyle söylenmezdi de ondan.
''Biz düşmanı esir aldık, şu feleğin işine bak'' diye söylenirdi. Ben de hep merak ederdim düşmanı esir almaktan niçin bu kadar müteessir oluyoruz diye.
Atatürk ilkelerini ve inkılaplarını tam otuz üç sene anlatmış biri olarak o kısımdan bir heyecan duymadım. ama Ankara marşının yukarıdaki mısraı heyecanlandırdı beni. Niçin mi?
Efendim o mısra öyle söylenmezdi de ondan.
''Biz düşmanı esir aldık, şu feleğin işine bak'' diye söylenirdi. Ben de hep merak ederdim düşmanı esir almaktan niçin bu kadar müteessir oluyoruz diye.
''Cinayetin biri de birdir, bini de birdir '' Diyerek bir cinayet daha ekliyorum 33 senedir işlediğim cinayetlere.
Hazır seri cinayete başilamışken ve hazır elim değmişken bir cinayet daha işleyeyim madem:
Kertenkeleden başlayıp Atatürk İlkelerine, Oradan Anıtkabir'e, Dersim'e, T.D.K na, Öğretmen Marşına o kadar geniş bir yelpazeye dağıldı ki konu, toparlamak için ciltler dolusu yazmak gerekecek.
Heba edi,lmiş bir 33 seneden sonra bir 33 senemi daha heba edemem. Ahir ömrümde biraz da kafa dinleyeyim değil mi?
O yüzden bu seferki katliamımı uzatmayacağım: Kısa ve kestirme...
33 yılınız heba olmuş , artık öğrencilerin durumunu düşünemiyorum...!
Burası Türkiye Cumhuriyeti
şaşmamak lazım...
Öncelikle sizin kadar kıvrak bir zekaya sahip olup, yorumunuza cevabımı geciktirmek suretiyle yanıt veremediğim için çokk müteessirim…haklısınız Sami bey hocam
''Ankara’nın taşına bak gözlerimin yaşına bak ;((
Biz düşmanı esir aldık şu feleğin işine bak ..pek şanlıyız …pek şanlıyız…''
size ilk etapta güvenemedim sonra frof. Google sordum yer yer değişen şiirlerin ,marşların yanında ;
''Biz düşmanı esir aldık, şu feleğin işine bak''
mısralarına rastladım… aynen sizin dediğiniz gibiymiş …hocam o kadarcık kusur kadı kızında da olur mikemmel insanlar da arada bir hata edebilir…desem …olmaz tabi anlam itibariyle iki mısra arasında dağlar kadar fark olur du ki … ANKARA MARŞI söz konusu olsaydı… benim yazdığım Ankara marşının coşku ve heyecanından esinlenip mısralara döktüğüm Anıtkabir şiirim … ben yazdım hocam . ;) nasıl ama kendimi şiir alanında çokk geliştirme gayretindeyim…zira edebi eserlerimizde şiirin önemi çokk büyük bunu sırasıyla, yazılar,fıkralar hikayeler, masallar , tekerlemeler, takip ediyor ve tabi ki de yorumlar…yazmak güzel hocam, güzel ve manalı şeyler yazmak daha güzel…hatta OKU makta çokk güzel ...İyiliğe, Barış'a, Sevgi'ye , Sevgili'ye , Can'a Canan 'a yazılanları OKUmak gibi…gerçi bu kişiye göre değişiyor…bir kelimeden ,bir cümleden, bir şiirden, bir sözden neler neler anlayabiliyoruz…
TDK nın kurulmasında emeği buyük olan ismini hatırlayamadım Fransız hemşerinize sitemlerimi gönderiyorum … neden diyeceksiniz… Latin Türkçesini öyle zenginleştirmişler ki mesela; güzel kelimesi
her şeye güzel diyoruz
örnek
şarap güzel yemek güzel kadın güzel çiçek güzel böcek güzel elbise güzel …
güzel de güzel… ;)
hani şöyle yıllarca bizim seçmeli ders adı altında mecburi gördüğümüz İngilizce'ye bakıyorum
delicious graceful
beatiful sweet good perfect
…
özeniyoruz Sami bey hocam,
geniş OSMANLI TÜRKÇESİnden sonra Latin Türkçesi çokk dar geliyor ARUZ ŞİİRLERİ ne kimilerine de bol geliyor, sallıyor bol keseden tdk ya inat… ;)
sizin gibi 33 yıl Atatürk ilke ve inkilaplarını anlatan bir muallimle konuşmak iyi geldi… çokk teşekkür ederim…duyarlı yüreğinize…
Sami bey hocam biyoloji muallimleri de kertenkelelerin gıdası olan sineklerin neden rahatsızlık verme gibi bir görevinin olduğunu kendilerine sordular haliyle cevap alamadılar ve araştırıyorlar son tahlilde ...
hocam ben birde şunu merak ediyorum bu konuda da bilginiz engindir...yararlanmak isteriz...!!!
*ALLAH’ın emrini yerine getiren daha doğrusu getirmeye çalışan kadınlarımız, kızlarımız var kötü nazarlardan korunmak ve erkeklerinde nefislerini azdırmamak adına hani biz aciz kullar için anlamakta zorlandığımız ama ALLAH’ın bizim için uygun gördüğü tesettür var ya hani temel hak ve özgürlükleri kısıtlamak suretiyle Türkiye Cumhuriyetinde olay olan..., OKUyabilmek için ecnebi memleketlerine gidip baskı altında kalmadan eğitim alabilen kızlarımızın başında ki örtüler var ya...
*Özellikle liselerde ekmek arası uyuşturucu verildiğinden de öğretmen olarak haberdarsınızdır heralde...daha bir sürü sapkınlık...bakın facebookta öğretmen adı altında sayfalar var... yetiştirdikleri öğrencilerinin hallerine bakıp bakıp alay eden öğretmenler...öğrenci sayfaları var okuldan memnun olmayan... gerçektede bu yaşanıyor malesef...
*Dersim katliamında annesi babası katledilen çocukların zalim eller tarafından yetiştirilip istihbaratçı olarak ölümüne teroistlerin arasına salınan kişilerden de haberdarsınızdır bir Tarihçi olarak değil mi ?
Saymakla bitmez...bir tarafta yaşama hakkı elinden alınan insanlar var, bir tarafta zevki sefası için insan olmanın erdemine ulaşamamış hayvan aşağısı mahlukatlar var...
*Müslüman bir ülkede çapulcuların ve ayyaşların '' zıkkım içip ..içip kuduran '' bir kesimin sarhoş olma temel hak ve özgürlüğünün başka insanlara verdiği özellikle çocuklara verdiği zararlardan dolayı zaruri içeceklerine kısıtlama getirilmesi Atatürkün koyduğu yasaların, değiştirilmesi ve kaldırılması ..,naciz eserlerine zarar verilmesi mezarında gücüne gidiyor mudur…acaba.. (uyak yakaladım bozmayayım … devam..=>
mektup yazarum mektup sevdama ben yazarken ağladum sen okurken ağlama…
hocam bu ayak uyakları bana da öğretiverseniz de ben de şurda iki şir yazsam, çalmadan ,çırpmadan..çizmeden, gezmeden ,tozmadan hı gezmek-tozmak derken aklıma birden çizgi film geldi...
DADAŞ CAİLLOU YÜZİR - YouTube
► 3:17► 3:17
www.youtube.com/watch?v=W812TCAQ0VI
sarı kıza, tekire , karabaşa, fıstığa ..vs. iyi seyirler mini mini birler... ;)
Sami Bey HOCAM siz çokk ve hayırlı yaşayın emi , yaşayın öğretin ki bizlere de örnek olun... ***
Göstermiş olduğunuz edepli ,öğretici öğretmenliğinizden dolayı Size öğretmen marşını hediye ediyorum...hiç dinlediniz mi bilmiyorum... gerçekten çokk güzel bir marş...her ne kadar video görüntüleri berbat olsa da... Ne mutlu Türküm deyip te TÜRKLÜKten ve İNSANLIKtan nasibini almayanlarda dinlese iyi olur...!!!
marslarımız - ögretmen marsı - YouTube
► 2:00► 2:00
www.youtube.com/watch?v=iganrkYLzSg
ÖĞRETMEN MARŞI Alnımızda bilgilerden bir çelenk, Nura doğru can atan Türk genciyiz.
&
Size naçizane tavsiyem, ömrünüzün geri kalanında VATAN_ MİLLET için, İNSANLIK için eserler bırakında bizde yararlanalım...örnek alalım siz değerli büyüklerimizi...Belki ALLAH'ın izniyle Ahiretin(m)ize faydası olur...!!! İnsan olanlara Saygı ve Sevgilerimle...இܓ
Atatürk ilkelerini ve inkılaplarını tam otuz üç sene anlatmış biri olarak o kısımdan bir heyecan duymadım. ama Ankara marşının yukarıdaki mısraı heyecanlandırdı beni. Niçin mi?
Efendim o mısra öyle söylenmezdi de ondan.
''Biz düşmanı esir aldık, şu feleğin işine bak'' diye söylenirdi. Ben de hep merak ederdim düşmanı esir almaktan niçin bu kadar müteessir oluyoruz diye.
Atatürk ilkelerini ve inkılaplarını tam otuz üç sene anlatmış biri olarak o kısımdan bir heyecan duymadım. ama Ankara marşının yukarıdaki mısraı heyecanlandırdı beni. Niçin mi?
Efendim o mısra öyle söylenmezdi de ondan.
''Biz düşmanı esir aldık, şu feleğin işine bak'' diye söylenirdi. Ben de hep merak ederdim düşmanı esir almaktan niçin bu kadar müteessir oluyoruz diye.
Kahve içtim şekerli değil sade Babamı gördüm ceketimi ilikleyip istedim müsade Senetler birikti vade vade Allah rızası için bu aşka he de. Aşkından her gece öldüm de yandım.
Öldüm de yandım... Nasıl becerdiysem bunu? Ben Leyla olayım, sen de oyna mecnunu Tereyağlı iskender istemiştim getirdiler lahmacunu Hele bir de karşıma dikmezler mi Acun’u Ekmeğimi böldüm de yandım.
Ekmeğimi böldüm, annem üzerine sana yağı sürdü Kader bize ağlarını ördü. Bu durumu Bursadaki sağır sultan gördü. Saat çeyrek geçiyordu ya da geçmekteydi dördü. Deliler gibi kahkahayla güldüm de yandım.
Olmaz olmaz deme. Güldüm de yandım işte. Dolgular apse yapmıştı dişte. Yine etleri yaktın mı şişte? Ah enişte. Sorarım ben sana şu yokuşu inişte. Sol yanımı dildim de yandım.
Sol yanım dedim de cumbullu aslan. Sol yanım şe’eetti sağ yana yaslan. Deli ettin aşk-ı derûnun ile birazcık uslan. Ya da otur öyle öylece paslan. Güzel şiir oldu. Bildim de yandım.
Orijinaldi dizeler, değerli kardeşimi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
Eski devirlerde Abdullah adlı bir vatandaşı komşular mahkemeye vermişler. Sebep : Adam donsuz geziyormuş. Bir gün çarşıda rüzgar esmiş, adamın entarisi yukarı kalkmış ve donsuz olduğu görülmüş.
Kadı sormuş adama -Adın -Abdullah -Baba adın? -Cabbar -Eli misin, çocuğun var mı? -Dört tane karım var. İlkinden üç, ikincisinden beş, Üçüncüsünden dört çocuk var, beşinciye hamile, dördüncüden de dört tane var o da beşinciye hamile
Kadı kararı vermiş.
İstanbul Azapkapıda mukim Cabbar oğlu Abdullah'ın don giyemeye zamanı olmadığından beraatine...
Eski devirlerde Abdullah adlı bir vatandaşı komşular mahkemeye vermişler. Sebep : Adam donsuz geziyormuş. Bir gün çarşıda rüzgar esmiş, adamın entarisi yukarı kalkmış ve donsuz olduğu görülmüş.
Kadı sormuş adama -Adın -Abdullah -Baba adın? -Cabbar -Eli misin, çocuğun var mı? -Dört tane karım var. İlkinden üç, ikincisinden beş, Üçüncüsünden dört çocuk var, beşinciye hamile, dördüncüden de dört tane var o da beşinciye hamile
Kadı kararı vermiş.
İstanbul Azapkapıda mukim Cabbar oğlu Abdullah'ın don giyemeye zamanı olmadığından beraatine...
Güzel bir şiir oldu bildim de yandım. Kızgın yağa sucukları dildim de bandım. Gazozu içerken gazına kandım. Kapı çalınınca misafir sandım.. Güzel şiiri melodisinden tanıdım.... deyiverdim affınıza sığınarak...
Un var mı var, şeker var mı var. Madem o kadar çok seviyorsun tatlıyı Yap usta artık tatlıyı.. Meteorlar düşer yukarıdan, Şemşiyemi açtım bir şey olmaz ki altında...
hocam bende bu güzel şiiri okudumda gülmekten katıldım Nasıl oldu bende anlamadım Gülerken karnımı krampladım gecenin bu saatinde bir güzel şiir okumanın keyfine vardım kalemine yüreğine sağlık iyi geceler saygılarımla selamlar
Burada yanlış giden bir durumu hiciv var...''Kafiye dersen kafiye, redif dersen redif, uyak dersen uyak, ayak dersen ayak. Her bi malzemesi tam bir şiir''Tam olmuyoru yansıtan şiire,keskin kaleminize,muzip yüreğinize saygım ile..İyi geceler sevgili öğretmenim..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.