5
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
3050
Okunma

Bir eski aşk ölüsü ellerimde
Öylesine mahzun bakar ki gözlerime
Kurumuş çiçeklerin,
Sularla tutuşması düşer sözlerime…
Baygınlıklar veren sancılar içinde
Akar zaman,
Kum saati ömrümden...
Merdivenler iner
Yerin yedi kat dibine
Zebaniler refakat eder,
Acıların katmerlenmiş cehennemine...
Kıvranışlar… Sancılar…
Tırmanılmaz yokuşların başında,
Tırlatmalar,
Yok oluşlar dokusu…
Bulutların üstünden kanayan bir gül düşer,
Ayaklarımın dibine...
Ve… ölüm kokusu...
Acırım...
İlkin gözlerin gelir aklıma!
Sonra saçların...
Saçlarını okşar, acıma sürerim...
Ya tenin?
Ya kokun?
Rüzgarları kucaklayıp
Denizin kokusunu çekerim ciğerlerime…
Martı çığlıkları, sesi olur suskunluğumun
Bulutlanır gözlerim...
Yağmurlar, yüzümde yıkanır...
Ve...
Bir eski aşk ölüsü,
Gelip geçer,
Kum saati ömrümden...
*
Antakya,
10 Ağustos 2010
Ali ASAFOĞULLARI