1
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
459
Okunma

Yonca yapraklarındaki yağmur damlaları gibi insan
Işıltılı ve ömürlü…
Ve vakti dar!
Bak gökyüzü nasıl ağlamaklı?
Nasıl da manidar!
Evet, bize sevmeyi öğretemeyenler, suçlular…
Bize gerçeği söyleyemeyenler!
Yeryüzü sancılı
Hebe gelmiş işittim, toprak gebe olmalı…
Tez tarafından becerikli bir ebe bulmalı!
Asıl şimdi kök salacak
Paraşütten tohumlarıyla toprağa, rüzgarların savurduğu
İpek kanatlı, karahindibalar!
Tanrıcılık oynarken, iki ayaklı, sahte Tanrılar.
…
Köşe başında
Ayaklarında naylon çizmeler
Avuçlarındaki bilyelerini sayıyor bir çocuk
Misketlerin renkli dünyalarına dalan gözleriyle boncuk boncuk
Onu yağmur damlalarından sakınır hâkî gocuk,
Bir an, o yaşlarıma gidip geldim bir koşu/cuk…
Gelincikler ve papatyalar soldu
Taze çınar yaprakları ergenleşti gayrı
Gül dalları gonca ve tomurcuk
İğde çiçekleri ve yasemen rayihaları doyumluk
Ihlamur dalları mis’e, nispete gebe, birkaç güne doğum/luk
…
Yani;
Ölüm bir uyku hali olmalı
Bir dem iç geçmişliğimizle taptaze uyanılan
Hatırlayın ki dünya devinir her an
Rehberlik edenler yanlış,
Yol gösterenler yılan,
Kimileri de vardır ki yanında halt eder sırtlan…
Yanılgımız… Yanılgın?
Öğretenlerdir, doğru sanılan!
Aman be… Boş verin siz
Neyse ne…
Henüz tanımadım ben genç yaşta ayılan…
Sanırım, bahar geçmiş yine
Aklımla gönlüm, ondan karışık!
Sevda mı?
Doğa mı?
Yoksa, şu kuyruk sallayan kuş mu hepimizi aldatan?
Anlatıversin baba ne olur;
Varsa bir anlayan…
Bursa, 12 Mayıs 2024
Ali ASafoğulları