3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1769
Okunma

bir evvel zaman masalı gibi
düşmeden hiç hatıramdan
arsız bir yıldız kadar çabuk
kaydın ellerimden
kanayan gecenin çatlağından düşerek
hüznümü yaktım karanlığın karasına,
sen ki olduğun yerden göveren
iflah olmaz umarsız kaktüs çiçeği
ben se çaresiz şahittim
bu onulmaz gönül yarasına
senden başka
hiç kimseye esir düşmeyen hislerimle
yaktığım her sigara parmak uçların sanki
ah başımda dolanan dumanla savrulur bal gözlerin
yırtınır içimde bir adam kendi pususunda
ve
kuytusunda bulurum kendimi şebnem gülüşlerinin
içimde kol gezen
tatlı bir korkunun acısında
böyle bir tutkunun adına
aşk demek eksik kalsa da
tamamlanmayan sırlarımın üstünü
t/adını ellerime bırakan yalaz saçların örtecektir
ah bizi kim bağışlayabilirdi küçüğüm
kim anlayabilirdi yasaklara yaslanmış
hikayemizin farkını
kim verirdi bize
başka bir dünyanın anahtarını
zamansız bir hikayenin sıcak rüzgarıydık işte
vuslatta ölüm kadar gerçektir nasılsa
sen yine de açık tut kanatlarını
5.0
100% (12)