5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
993
Okunma
bu kızıl meydan
tüm korkunçları alkışlıyor
ve peşi sıra rüzgar
bir ekim yıldızını selamlıyor
herkes olmalı
her şey
akrepler ve çocuklar bile
hüznün yanına yaraşır bir
geçiş olmalı önce
ve sonra eller cepte değil
olmaları gereken yerde
seni bulamıyorum
sen de olmalısın
bir türlü isim koyamadığın
şu yaşlı kedin de olmalı
biliyorsun
ben onu bruce wayne, diye çağırıyorum
ödünç aldığım derinin içinde üşüyorum
bu idareden zaman
bu fiyasko talan
nefesimin hükmünü
ne günümü kurtaramıyor
ki hala inandığım bazı sesler var
ne tasviri zor gemiler
ve öyle garip yakamozlarla
hiçbir yere varılmıyor
..
at arabaları geçse camdan
hazır mevkiler değişse
kar yağsa koridorlar uzarken
fırtına seyrinde
herkes kuşkularını kanatsa
sen dünyanın bütün meydanlarında
fotoğraf çektirmiş olsan mesela
ne iyi olurdu
ne mazi olurdu ama
ne deli saçması ve
ne kadar güzel
ve smokinimin üstüne kan damlamayınca
ne kadar adaletli oluyor her şey
huzurun gümüş neşesini kaçırıyorum
o kalemler bizim deliliğimizi yazmayınca
en fazla zamanın,
boş ve kırılmış bir zamanın
içinde seni bekliyorum
siyah beyaz ve
biraz kırılgan ol istiyorum
geçmişin bol olsun
nasıl olsa bu gece
üzülmeye gelmedi mi herkes buraya
ah, evet herkes burada
eski melek arkadaşlar
eski katiller
yaraları kapanmayan atlar
her sözlerine üç nokta yan yana
isteyen şairler
herkes birbirinin kadife nişan hattında
gece sönüyor
herkesi arkamda bırakıyorum
ekim yıldızı takip ediyor beni
nereye gittiğimi en iyi o biliyor
benden de iyi
parmak hesabıyla bi kaç gün vardı
heyecanlıydım
herkes olmalı demiştim
ama artık bi anlamı kalmadı