14
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1760
Okunma
’’anılar mı
acılar mı zamanı eskiten’’
dedim
’’taze açmazlar getirdim’’
dedi
’’yer aç’’
içimde tuhaf bir heyecan
çarpık bir gülüş dudağımda
lise matematiğinden kalma
severim
içinden çıkamadığım
çok bilinmeyenli denklemleri
çözümsüz problemler beni
severiz yani birbirimizi
ötesi yok...
’’ardına gizlendiğin sessizlik gözümü kamaştırıyor’’
dedim
’’seçemiyorum ifadeni’’
’’suskunluğun dilini öğrenmelisin’’
dedi
(içimden ...)
bana hep benzer şeyler anlatır suskunluk
küskünlükle aynı dili konuşur
yüzüne baksam çekinirim kırdığında dilinin kilidini
duyabilsen aklımdan geçenleri
-ah duyma!-
yuttum avazımı
yer açtım zihnimin gerisindeki odacıklarda
loşluğu romantizmden değil
boşluğu kullanılmamaktan -hiç değil-
hortladılar bir bir
öldürdüğüm ne kadar suçlu varsa
sancılı bir fikri ağırlamaktan hoşnut
şeytan kibriyle ateşler yaktılar
ve üflediler beynime
uzanıyorum otuz dokuz buçuk ateşle
kırmızı koltuğumun üstünde
ha bire sayıklıyor dudağımdaki o çarpık gülüş
’’çok bilinmeyenleri denklemler senin işin
seversin
hadi çöz’’
5.0
100% (27)