Arz-ı hal etmek üzere kapındayım
Varlğına zuhur edecek sesimi duy
Mırıldayan titrek sesimle af dileniyorum
Aşk sız geçen anların mahcupluğunda
Gönlüme üfle sefillikten kurtar
Sis ve duman yolumu aydınlık et
İnkisar çizgileri yüzümde
Heybem sefil elim boş
Zünnar bağlI bedenim derinliklerinde
Nankörlüğüm önümde durmakta
Kafdağı ardı kalmış bir kaç damla yaş
İliklerimi ıslat bekliyorum
Bir rüya büyüsü içinde yürüyor
Uykulardan uyandır beni
Ruhun gözlerine kezzap dökülmüş
Ormanlarım çöle dönmüş
Nefes almak ezber bildim
İçim yanar yollara düştüm
Yapraklarım yeşeldi düştü kurudu
Fırtınanın ortasında limansız bırakma
Lanetler yağdırdığım günlerde
Suç günah bende biliyorum
Gözümün önünde duran mücevherdin
İdrak edememenin sessizliğinde
Arz-ı halim sanadır
Acizliğime bakıp gelir misin
Kolumu kanadımı kırma kapında
Şaşkınlık ve utanç çemberi için deyim
Mırıldayan sesimi duyar mısın
Beni sensiz bırakma
Neşeme neşe kat sar beni
Gecenin yanında günü çıkaransın
Benide ışığınla aydınlat AŞK.