1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
3366
Okunma

Ruhunun cemâlini gördüm gönül gözüyle
Öyle güzeldin ki Şems bildiğim gül-i rânâ
Konuştukça gönlümle saf özünün sözüyle
Yunusa döndü birden nefs denilen pirana
Sen var isen kelam var, öttür bülbülü güle
Şakısın fecirlerde, hayran hayran bakarak
Girer girmez dergâha, kapıyı tam sürgüle
Yaşarım cânân için, tatlı cândan bıkarak!
Kan rengi gözyaşımı, mürekkep kıldım sana
Benden kâğıt istersen yüz bedenden derimi
Mektup yaz benim için gökteki el-Rahmana
Görsün gayrı hüznümü ve gerçek kederimi
Manevî evladısın hikmet saçan Hızır’ın
Kalbimi yeşertirsen kulun kölen olurum
Emret! Hemen öpeyim, ayağını hınzırın
Asla şikayet etmem inan huzur bulurum
Sana bir şey olursa, dayanamam, ağlarım!
Damarda kanım donar, bedenim iflas eder
Hicran cehenneminde erir bütün yağlarım
Sensizlik bana gurbet, uzaklık cana keder!
Varlığımın künhüne, erdim otuz altımda
Verdiğin hikmet ile himmetin sayesinde
Nuranî hayâlini, gördüm gönül tahtımda
Sessiz oturuyordun, melek himâyesinde
Şâir dervişim ama; sırtımda yün hırka yok
Döner dururum her gün, hayalin etrafında
Daha çok yazacaktım; hâme ile hokka yok
Yanan ruhum her gece kalbinin tavafında
S / ÂYE (22 5) 2 Eylül 2013 / Eskişehir
Kelime:
hâme: kalem
5.0
100% (7)