1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1448
Okunma
gülümsedi deniz olmayan yere
ve sakınıp ellerini
koynunda bırakıp gitti gençliği
çölde gümüş karıncalar öldü
ses geçirdi ademin derisi
adını andığında
son kez yükseldi gökyüzüne
gülden bir habbe…
İntihar dediler, edebilir misin?
Bilmem belki, ama yine de düşünmeliyim.
Neyi?
Sonsuz çölde açan çiçeği
bir vahada,
denizden daha tuzlu gölleri düşünmeliyim
işte koşuyor iki erkek
ee ne oluyor dedi, genç kadın balkondan
kaçan adam, kovalayanın sevgilisiyle
ilişki kurmuş, otoparkta…
aa öyle mi? dedi, genç kadın.
bende aynı otoparkta yapmıştım, bir kez.
Ne otopark…
Çölde dolu yağıyor, boş değil hiçbiri
kafa kırıcı sevimli dolucuklar
ve adam, sarhoş sevgilisini taşıyor merdivende
genç kız sayıklıyor, normal zamanda görsen
aşık olablirsin kadına ama şimdi
bir kez sevilecek bir kadın,
cansız manken misali sarkıyor, erkeğin kollarından
öğleden sonra ve akşam
adımıza ne varsa bu şehirde
kadın mayosunda kum misali
döküldü duş sırasında
ve şampuan köpüğünden çiçeği okşadı kadın
erkeğin ona ihtiyacı olduğunu bilerek
iyi bakmalı ona, geleceği için
gelecek nesiller için…
savaş yaklaşıyor gökyüzünden
adını bilmediğim şehirlere
adını bilmediğim insanlar gidiyor
orada ölüm tadıyorlar
savaşın süresini azaltıp
öldürücü gücünü arttırıyorlar
atom bombası tarih oldu
tarih atom bombası oldu
sırada nokta operasyonlar var...
kadın karnından düşüyor çocuklar
yeni olmuş çocuklar
kadın karnından, anlamsız sesler eşliğinde
doğum sancısı değil ha,
ölüm sancısıyla düşen çocuklar
kaldırımdan toplanıyorlar
açmayan çiçeklerin elem içinde,
küskün bahçelerde uzadığı
oyun oynamadan ölen çocuklar
ağlamadan, gülmeden
ya da insana ait herhangi bir şeyi
yaşamadan ölen çocuklar
ama ne çocuklar…
bir ortadoğu çiçeği açtı
el kanı suladı kuru çöl sıcağını
işte bir kadın, siyah giyinmiş,
eteğinde kan sesleri, koşuyor
kapı çalınıyor, ama ne çalınma
sadece ölüm böyle çalar kapıyı
ortasından bölüp duvarı
şarapnel çıkar gelir yatak odası ziyaretine…
ağustos sıcağında anadolu kentinde
bunlar dönüyor aklımda
savaş öncesi bir içki içiyorum
ne korku
ne acı
adını bilmediğim çocukları düşlüyorum…
bir kez patlama sesi duymadım
kurşun sekmedi yanımda
ya da hiç ateş etmedim canlı bir şeye
ama yine de kendi sorunlarım var
işsiz, kadınsız
ve hayatta olmak gibi
ama bunların ötesinde benden zor durumda olanları düşünüyorum
bunu neden düşünüyorum, diye düşünüyorum
bir şey rahatsız ediyor beni
insan olmakla ilgili diyorlar, bence değil
insan olmakla ilgili olsaydı
işler bu noktaya gelmezdi
başka bir şeyin sesi
adını bilmediğim görmediğim bir şeyin
ve orada karotiste,
2/4’lük ses...
sıcak rüzgar soyununca
ulumaya başlar şehrin köpekleri...
Anadolu köyünde
elinde tepsi taşıyan kadınlar
çamaşır, tabak, bardak taşıyan kadınlar
ya da anadolu barında
bira bardağı taşıyan kadınlar
aynı şekilde tutar tepsiyi
o masumiyeti görürsün
kadında değil ha
sadece tepsiyi tutuşta
bir şeyin yansıması güneşten
Bir astronot yürüyor çölde
anlamını bilmediği dilde dualar
söylüyor ona çöl rüzgarı…
5.0
100% (3)