İki dirhem bir çekirdek
güzel sarışın
geçiyor yanımdan
ardında bıraktığı hoş parfümü
içime çekerken düşünüyorum
nereye
kime gittiğini?
Bu telaş niye güzelim?
Güneşli nisan ayında
kızlar fink atıyor dışarıda
ve hepsi bir yere yetişmek
zorunda.
Bilmediğim bir partiye belki…
Siyah sokak köpeği
yolumu kesiyor sonra.
Tam önümde duruyor,
ve çekilmiyor dili dışarıda
bakarken
“Kaldırım benim, derdin ne oğlum senin?” diyor.
Yol veriyorum geçiyor.
Benziyoruz sokak köpeğiyle
kadınsız
parasız
aynı
güneşi
paylaşırken…
Neşeli bir çocuk görüyorum sonra.
Bir eli hoş kızın ince belini
diğer eli parasını sımsıkı tutuyor
cebi içinde.
İkisini de harcamaya hazır.

Otuz yılımı alıyor
saygı görmek için
para kazanmak
gerektiğini anlamam.
Her şey öncelik meselesi…
Ve eve gidince
düdük makarnası
pişirmeyi düşünüyorum
günün anlam
ve önemine
uygun olarak…