Ben gözlerine bu kadar yaklaşmışken, gülüşünden düştüğüm için üzgünüm…

Kanamalı bir sensizlik doğurdu bu yalnızlık. günlerdir baş ucumda tıklayan babamdan kalan eski bir saat sessizliği bozuyor. Hani şu üzerinde tren resmi olan…
Duvarlarım nem tutmuş, gözyaşı kokuyor yastığım. Üzerimi de örtmüyorum hani uzun zamandır. Pencerelerim baştan sona siyah bir bez parçsıyla kapalı. Ucuz bir roman avuç içlerimden tavana bakıyor. Gözlerim öylece romanda asılı, aklım sensizliğin darağacında bekliyor sandalyenin bacağına vurulacak tekmeyi. Eski saat, anılarım kadar aşikâr bana. Birkaç bira şişesi, sigara izmaritleri, tam dolu bir küllük içinden ortalığa saçılmış rujlu yarım sigaralar...

Sahi hala yarım mı bırakıyorsun sigaralarını? Maviye çalan yeşili gizliyor musun hala gözlerin de. Ben mi? Ben uzun zamandır sensizliği ölüyorum. Sensizliği öldürmek yerine. Gidişinden bu yana iflah olamadım inan. İpi çekilmiş olan beynimin ölümünü izliyorum hatıraların boş salonunda. Her seans gözyaşı ödüyorum hatıra salonlarına. Dedim ya kanamalı bir sensizlik doğurdu bana bu yalnızlık. Ucuz romanlar biriktiriyorum kahverengi kitaplığımda. Yarısı korsan, yarısı orijinal… Krem rengi tişörtümü daha hiç giyimedim oysa. Senin bana son bıraktığın yerde duruyor öylece.
Saat ilerliyor gecenin en zayıf halkasına doğru. Burnumu çevreleyen gözyaşımın kokusundan başka bir şey düşünemiyorum. Yani sensizlik, yani yalnızlık. Yani ucu bucağı bilinmeyen göz gözü görmeyen bir yağmur damlaları, kıyamet, ölüm, mahşer, cehennem!

Birikimlerimin faizini ödemek için geleceğim yanına bir gün. Usulca kafamı kaldıracağım. Gömleğimin üç düğmesini çözüp, sola doğru açacağım yakamı, tam göğsümün olduğu yere doğru sıyıracağım gömleğimi. Çarpı işaretinden ibaret kırmızı bir ibare göstereceğim sana, tam boynuma sarılacakken. Hemen altında bir dip not:
“cenaze nedeniyle kapalıyız”

Usulca arkamı dönüp giderken, sağ elimi havaya kaLdırıp indireceğim sadece. Sen gözyaşlarıyla izleyeceksin beni. Onca acının mükâfatını ben yaşayacağım, seni unutarak.

Sen yerinde rahat uyu diye…