0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1213
Okunma

Tüllerin ten otağında kalplerin hükmü geçer
Aşka dokunan bülbülün dili lal olur birden!
Seyre durur ışıkları solgun ölü gözbebekler
Ellerin dansını izler uzaklardan bir adam...
Dram okunur yüzünden
Üşürsün sözlerinden...
Sahipsiz sanılanların ellerinde bir isim
Bir kan izi var herkesin
Alnının ortasında!
Bir adağa kurban giden
Masum yüreklerimizin
Hayat sahnesinde oynar, ellerin dansı...
Sinsi!
Süsler dansını izlerim ve hiç çıkmadan sesim!...
Ağaçların yaprakları dileklerle büyürken
Bizler yolları bekleyen yılgın bekçiler gibi!
Elleri görmeyiz sabah, akşam olur bilmeyiz...
Sevgisiz ruhlarımızın sevgisi kadar derin
Hani görülmeyeni hasretle bekler gibi
Loş ışıklar çehreme asi portre çizerken!
Ellerin dansı sarar bütün dünyayı birden
Birden kırmızı yağmurlar boşanır gökyüzünden...
Sustuklarım ruhumun ebedi kadim dostu
Göstermiyor yüzünü kaplamış hayvan postu!
Sessizlikler dert değil!
Hiç o kadar sert değil!
Yumuşuyor yürekler yağmurla erir gibi
Mum ateşi altında bana gülümser gibi...
Ellerin dansı her an sahnelerde dönüyor
Başımızın etrafında ötüşen kuşlar gibi...
Cımbızla çekip alır o danseden, o eller!
Saçlarında tokalar, duvaklar ve de teller...
Bir müzik var esrarlı bir müzik ki cin dinler!
Herkes uykuda izler!
Herkes uykuda dinler!
Ellerin dansı vardır kıyamete dek sürer...
5.0
100% (4)