2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1201
Okunma
Bu gece gökyüzünde hüzün bulutları toplayacağım
gecenin rengi perde perde şurama kök salıp oturdukça
dilim lal, kalbine ince ince dokunamam
Ne zaman yanına gelsem sağım solum ateş topu..
Yanıyor evren ! Yanıyor gökyüzü
Yüzün güneşe değdikçe aydınlıktan utanırım
Ah ben yıldızlarda sensizde yaşarım
Değil mi Şima değilmi
şuramda bir yanardağ gibi patlayan şey çoktan söndü
Şimdi Olympia’nın yaktığı ateşten kalan bir avuç külüm
Ben öldüm Şima, ben öldüm
Sen aç kartallara beni kurban ettiğin gün
gözlerin Akdeniz kadar sıcak değil
yıldızlar mehtabı görünce off çekmiyor
deli rüzgarları öpen saçların manolya çiçeği kokmuyor
ve mavi martılar dudaklarından ekmek toplamıyor artık
Sesin çok soğuk Şima.. Sesin çok soğuk !
sana ne oldu, neden ağlıyorsun
Ahh ! Biliyordum Şima, biliyordum !
sen de benim gibi güneşe ölüyorsun...
ama sen gidince ardın sıra
güneş de battı Şima !
5.0
100% (3)