11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1091
Okunma
-“git” dedi, kadın:
“bırak sararsın yapraklarım sessizce…” diyerek, sustu.
(Sen zaten hiç gitmelere hayır dememiştin ki,
Oysa rüzgârlar bir başka hışırdatırdı yaprakları,
Senfonik uyumda akardı şelaleden su damlacıkları
Şimdi sensiz her şey-hiçbir şeyken,
Şelaleden atlıyor ölüme sanki su damlacıkları;
Rüzgârlar bir başka vuruyor dallardaki asılı yapraklara,
Anlasana sensiz her şey intiharda…)
—bir tek-sana varan yollar yankılı çığlıkta…
-“git” dedi, kadın:
(Artık gözyaşlarıyla büyütemezdi o yapraklarını
Bir bilseydin ne çok ihtiyacı vardı senli gelmelere
Şimdi rüzgârlar bile esmiyor o yapraklara/esemiyor ki
Sensiz su damlacıkları bile akmıyor/ çıkamıyorlar toprağın altından,
Her şey biraz üşüyor biraz da ölü işte! Saklandıkça sevdalar,
Anlamlara suç bulunuyor/ anlatamadıkları için sevgi sözcüklerine,
Oysa hiçte alışık değildi öyle gitmelere aşk…
İki kişilik gelmelere tamdı/birine fazla gelirdi… Ayrılık olurdu ki )
—son kez baktı kadın, yaşlı gözleriyle
(Tıpkı ilk bakışmalardaki gibiydi… Sanki “gel” diyordu,
Zaten adam gitmemişti, sadece gelemiyordu: çok seviyordu…)
Çok sonraları öğrendim/ meğerse aşk bir sözmüş yürekten söylenen…
Kadınsa “git” demekle, ayrılığın şeytanına söylüyormuş sözlerini…
Adamsa biliyormuş zaten… Çünkü sevmek sadece “gel “demekmiş…
Sevdiğinle olabilmekmiş/ kullar arasından fark edilirmiş aşk…
—bir tek-sana varan yollarda yaşanırmış aşk…
Emre onbey