hal-i azap içinde perişan olduğunda
gönlüne su serpenin olayım
vakit akşama düştüğünde gama girme
olma gafillerin sohbetine konuk
sine-i bahçeni devşirme her söz ile

mana ile yola çıkan kul hakka kavuşur
idrak-i bol olup anlar sözde kerameti
seni halden hale girerken görürüm
haberin olmaz ruhu keriminden

seyri seferinden alemi özünün
nerede nur görsem sultanım der bakarım
sine-i bahçemin lütfu bol gülü
pir-i şahıdır bilir gönülde bülbülü

vakit ezana durduğunda şan ile
üşenme kalk kıl namazını
sal madde-i zerrene dua ile bereketi
gör arş-ı alem bu hal ile semah döner

yağmur olup yeryüzüne huşu iner
nura kanar yeryüzünde cümle mevcudiyet
merhameti Hak bilip karar içinde
gönlü her daim zengin olan sultanımın

pir-i şahın senle sohbette can bulur
sen bir abdal velinin torunu
soyu sopu belli Ehli Beyt olanım
ced-i atan seninle her daim anılır

onlar ki nura garg eylemiş sefa içinde
bil vuslatı sılanda kimler yatar
pir-i şahın bundandır sana aşkla yanar
Yusuf söyler sana gerçeği

ayan eder sırrı zaman içinde
bahtı Hak ile açık olan canımın cananı
bu devri alem hazinedir anlayana
Esmaül Hüsna açılır sana

zikir ile çık her daim yola
bekle sükut içinde vakit gerekli
naz içinde olup gönlüne kanandır
iltifatı bol görüp yolu şaşırandır


o ki vakit dolar bir hal gelir üstüne
gönlüne murat diye yazılandır
o ki olacak olan gönlüne seyrandır
sür sefayı zevk ile düşünme derdi gamı