dök sine-i hasret-i seher vakti
devri alem içinde kal şan ile
kul kula niyaz eder telaş içinde
ameli ziyan içinde olan beşer
yürür gider gönül gözü kapalı hal ile

kerimsiz zevk-i sefa iblis işi
dalar zevk-i aleme destursuz
aman-ı yoktur bu halin arş-ı alada
ne melun beşerdir o Rabbin katında
cümle melekut gözyaşı döker bu hale

sultanı-ı yücemi hoş sohbette bulurum
o sohbet ki gönül gözünün kelamı
nur ile başlar nur ile biter selamı
can içinde cana ikram olanım
Rabbe dönüp gönülden dua edenim

bu zahir devran görür olan biteni
hak ile böler günahı sevabı
yazar gönle bir bir ameli
şahikadır hakikat ehl-i aza-da
sen sine-i bahçende bul beni

ömrü vaktini doldurana kadar
pir-i şahın sükut içinde seninle
ey gam içinde nazlı sultanım
sabır ile ezada tekbir çekenim
arş-ı ala görünmez göz ile

sema-i gökte arar durursun bilirim
gönle nur vesile ile tam dolduğunda
zikr-i kerim sana yolları açtığında
hali perişan olmadan gör arş-ı alayı
seyreyle cümle alemin halini

Murtaza-yı ehli beyt-i şükran içinde
doldurur gönül gözünü dem ile
söndür sine-i ateşi dua ile
ol her derde kadim beşer-i hüsran ile
gönlü zindan olana nur-u ikram eyleme

gün gelir ahvali uzun kılarım
sultanım ilim ile dolar dolar taşar
Rabbi Ala ile sohbetten haber salar
bu kerim-i şan ile gönlünü hoş tut
pir-i şahının kelamı akittir sana