0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1603
Okunma
Yine sen krizlerim tuttu bu gece
Bu derdirmi anlatamaz ne kelime ne Cümle
Vurdum hırslı hırslı kalemin yine beline
Kağıda yazdı çizdi seni bir hayli hararetle
Kırık aslında her yanım kolum bacağım
Bu per perişan halimle dahi yanına koşarım
Sen doyamadığım son lokmam son kaşığım
Yanmaktan perperişan hali bu sarmaşığın
Dalgaların çığlıkları sağır eder kumsalı
On sekiz yılın geçmişi iki dudağının arasında asılı
Fazla uzakta arama kalbimi çalan hırsızı
Geçmez eline aynadan daha fazlası
Sevmek kötü şey elimi şair kılan
Beni benlikten alıp Ruhnevaz yapan
Zerre eser bırakmayan Coback’tan
Ateş olup harmaktır buzdan
Etten bir meyhaneye hapis ruh ve aşktan ayyaş
İstersen taştan çıkar en lezzetli aş
Hergün Ölüm korkusuyla çarpışır baş
Ahiret telaşından akar hergün gözden yaş
Gözlerimin toprağında yeşerir gözlerinin yeşili
Elbet vardır her aşkın bir bedeli
Seni sevmek isteyen aklınımı kaybetmeli
Yoksa kaç defa aşmalı vavın ince uzun çizisini
Afitap kavuşuyor karşı tepenin kalbine
Yalvarırım ben hiç düşmeyen olayım gözünde
Heşeyim sensin özümde sözümde
Aşkın sönmek bilmez kalbimde büyüyen közde
Bitmeyecek ne başı var ne sonu sana yazıcaklarımın
Sana yani sona koşmaktan kötürüm oldu bacaklarım
Gel karlar yağmadan üzerine sakallarımın
Neyimden çıkan notları aşkına fısıldarım