3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
945
Okunma
adımlarım. başka adamların adımlarına karışmasın
diye. ayaklarımı keserek çıkıyorum yokuşu
kurmakla. kırmak arasında sıkışmış bir hayale
bok çukurlarının yolunu gösteriyorum
belki bir kasık biti. belki de bir kuş kurdunun beynindeyim
uzun uzadıya yaşayacak takatim yok
kepaze bir düş kurup. yayları gergin bacaklarım
keskin ayaklarımla kurdun kuşun
beynine sıkıyorum. yokuş dağılıyor kokudan
koku bir infilak gibi haberdar ediyor kadınları
ellerim. başka ellere değmesin diye bileklerimi
patlamadan sonraki sonsusa hediye edip
yokuşa devam ediyorum. fakat
saçlarım hiç dağılmıyor ve yüzümde
derisi yüzülmüş bir köpek ölüsü yer yer hırıldıyor.
koku bir infilak gibi yokuşun başına da ulaşıyor
ve karışıyor. başıyla sonu yokuşun. yukarı neresi
aşağı neresi. kimse bilmez oluyor. yukarıdan aşağı
aşağı yukarı yüzlerce kırkayak ölüsü düşüyor
ölmüşler ama ayakları hala onları taşıyor
yürümeye niye kalkıştım. niye elsiz ayaksız kaldım
hatırlamıyorum. yokuşun ortasında
benim gibi ortada kalmış birine rastlıyorum
o da benim gibi. ne bir şey olmak istiyor. ne de biri
sadece dışlanmış olmak. ve ortalıkta
yasal bir çıplaklıkla gezmek istiyor
ikimiz de. iki mazbut orospu gibiyiz
tuhaf ama çekiciyiz. tedirginiz çünkü
yokuşta ya da değil. birini bekler gibiyiz
biri mürekkep şişesini devirince mavi olmayı ister gibi
durduk yere dökülüyor mürekkep şişesi
ve akıntısında biri dişi iki yılan beliriyor
ikiside birbirinden zehirli. ikiside
arkasından koşulmuş. yetişilmemiş. iki nehir gibi
yokuşta kalan beyaz yerleri kökünden kavrayıp. çekiyoruz
altın rengi saçlarıyla biri çıkıyor altından
ağzımıza boşalıyor ve. ağrımıza gidiyor bu
kuşku ile. kullanıldık mı diye soruyoruz
uzatmayalım. yokuş hala aynı yokuş. ve biz
iki mazbut orospuyuz. hepsi bu
472bin13İst.
5.0
100% (7)