akıt gönül pınarından
mısra-yı en şahaneyi
söküp atayım gamı kederi
uzak durma benden
çekip gitme bu diyarlardan
sonra halim nice olur

tekbir-i zuhurda iken arş
sabır ile çıktım erkana
gördüm bir divan-ı şahane
ipek şalı al atlası
gönülde buldum zikir halinde

yarende yare
ah ile durmaz kanar
her kimse bu alemde
gönlü senle nigar olan
yatır göğsün üstüne
gözü pak olana
sür şah-ı şahane sürmeyi

abdalım dedim
hali hal içinde
bir pınar ki cennet-i ikram
yarin bal dudağında
kah har olur yakar
kah serabı hayale sarar

dök içini sabah ezanı
şan-ı alem-i ikrar içinde
sözsüz bırakma beni
hakikat bildim seni

aşk ile yola çıkıp
hasret ile yoldaş olan
bedir-i zaman çölde
ol bilmukabele gönlüme
çileyi naz eyleme serime

yad-ı yarenim oldu gece
ahtı helal kılan cananım
zümrüt-ü bahitap çalan sur-a
Yusuf’u bilinmez hal ile
şuha-da sema-yı deryada
aşk ile hara
terk-i sefer eyleme

ol bu gece hazır
rüya-yı alem içinde gör beni
izni erkan geldi otağa
o fasıl-ı şahane zaman
tan ile ayyuka çıktığında
gönül içinde bin derya-yı gönül
ruhu bir ile semaya savrulur

zikir ile başlar
arş-ı semada o muhabbet
pir-i abdal olan Yusuf
döker aşkı şarabı yolun üstüne
rahmeti bol olan
selam ile bil beni

gönül ikrar içinde yoruldu
bu bilinmez bir hal idi
kainat-ı şahtan emir geldi
cümle alem-i sırda duyuldu
sükut-u akit bilip
sineyi yarende sar beni