RUHANİ FIRTINA
Senin ihanetinde çığlık çığlığa ölen bir ruh,
Bir o kadar da kendi kabuğuna çekilen bir Can vardı. Susku, onun kendini koruma biçimi oldu. Susku, bazen kabuk bağlamayan yaraların en iyi analiz şeklidir. Duy ey vefası eksik olan! Kapadı gözlerini kelimelere.. İntihar etti, Defalarca şiirden attı kendini, Defalarca Can verdi. Fakat bedeni yine de kurtarıldı bu ruhundan vazgeçen hüzün yürekli kadının.. Şiirde Can verdiği her gecenin sabahında ağır yaralı bir şekilde uyandırıldı. Yoğun bakımdan çıktı çıkmasına da, Hayatı boyunca içinde Can veren bir hayaletin ruhuna hapsedildi. Kalemi en kadim dostu oldu, O’na sarılarak yağdı.. Her gün, her gece.. Kimseye göstermedi içini, Kalemi eline aldığı zamanlar en zayıf zamanları oldu. O zayıflığına bir Rabbi, bir de kalemi şahit oldu. O, onca yükü tek başına kaldırdı da Sen onca kişiyle bir vicdan oluşturamadın! Eyy bülbül! Eğer bülbülsen, Gül’ün tek olmalıydı.. O’ysa sen çoktan Çiçek Bahçesi’nin sahibiydin. İhanetinle Can ver şimdi çiçeklerine, Sen zaten ölüsün.. Seher BARUT |
Kader diyelim satırlar hüzünlere batmış...
Yüreğinize sağlık...