5
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1137
Okunma

Gel, bak! Eski bir resim, çilekeş İstanbul’un
Taksim’de kışla varmış hadi yerinde bulun
Onu yerle bir edip, boş yerine park kondur
Bu tarihin tahribi, ne bir ilk, ne de sondur
Bu nasıl barbarlık ve bu nasıl mentalite
Kafayla karakterde kalmamış bir kalite
Bedeviler sökermiş duvarların taşını
Çölde yanan ateşe koymak için aşını
Develerle çekermiş, tavandaki kalası
Çadıra direk dikip haykırırmış halası
Medenîyle Bedevî, arasında ne fark var?
İbn Haldun’un cevabı: kıl çadır ile duvar
Ne yaptı sana mazi, ne yaptı ki bu kışla?
Şimdi bu vahşetini, sabah akşam alkışla!
Niçin böyleyiz niçin? Bilen varsa, söylesin!
Eğer yoksa kem kümü, şanlı tarih neylesin
Yobazlar yağmalamış Yecüc Mecüc misâli
Herkes kahkahalarla, seyretmiş pâyimâli
Ecdadın emeğine medyun olan nesil yok
Yıkmaya hazır kıta, duran cahil, sefil çok
Birkaç metre derine gider ağacın kökü
Ama tarih binlerce yıla götürür Türkü
Tarihle tabiatı, koruyan medenidir
Her ikisi vatanın hakiki madenidir
Kırma, kesme, çiğneme! Sen insan evladısın
Mahlukat içinde tek sen Hakk’ın muradısın
Talan etme ne olur! Türk’e bu tarih lazım
Onu korumalıdır Kürdüm, Çerkezim, Lazım
Siyaset aynasında her şey başka görünür
Bakan Şeytan’ın yüzü bile nura bürünür
Sadece kitaplara, yazılmaz tarih, düşün!
Taşa bak, nâkışına bak altınla gümüşün
Ülkemde taş üstüne taş koyan taşa tutulur
Olsun. Bu vatan için, kurşun dahi yutulur
Göremiyorum, nerde, tarihime üzülen?
Ama çok onu yıkmak için yola düzülen
Talim, terbiye… bizde tahrip ile tahriftir
İnsan, ancak edeple, her yönüyle zariftir
Kurduğumuz şehirler, ruhumuzun aynası
Düzensiz, soğuk, cansız, mimarımın binası
Bizde imar tarihle tabiatı tarumar
Mimarımız sadece menfaati umar
Git gör Budapeşte’yi, Viyana’yı ey vahşi!
Evlerin duvarları, »suratından« da yahşi
S /ÂYE (17:27) 9 Haziran 2013/ Eskişehir
Kelime:
Yahşi: güzel
Halas: tamam
5.0
100% (5)