5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1240
Okunma

Külden merdiven… Dünden merdiven… Yaşamak
Kaç basamak?
Yağmur yağınca beni uyandır Rabbim
Saatlere geçmişin gongunu ekleyerek
Bir yağmur gecesinde umudu bekleyerek uyandır
Küf yeşili sararmış bir kitap
Gece siyahı gözlerin gibi bitap
Yüzüme şafağın al rengini vurarak
Ben bir dua olayım beni secdede bırak…
Bitmez merdiven… Yetmez merdiven Yaşamak
Hüznü taşımak…
Ölüm beni sarınca beni uyandır Rabbim
Bu şehir uçurtma konfetisine takılır
Geçtiğimiz yollarda sadece hatıraların ayak izleri kalır
Ben secdeye varınca Rabbim beni uyandır…
Güneşi çekmecelere saklanan odalardan
Al beni bir veda kartpostalına yapıştır
Hani şiirli olanlardan, yağmur yağsın içinde
Hep orada kalayım yüreklerimin yanında
Ölünce de yaşarken de tüm sevdiklerime sar beni
Ve aynı kabirde sevgiyle çürüyeyim
Bende geldim diyeyim
Babamın dizlerinde, Ayşenin gözlerinde
Ya yosun yeşili…
O bir yosun yeşili ki
Onun yüreğinde eriyeyim
Ben şimdi yalnız yolcu
İçi bomboş bir Ney im…
Kor bir merdiven, zor bir merdiven Yaşamak
TANRIYA susamak…
Yağmur yağdığı zaman Rabbim beni uyandır
Al bütün gönülleri okyanuslara daldır.
Zehirlere sar beni
Mavi bulut, sarı gül ve çürümüş bir kaya
Sahaflarda gizlenen
Sır dolu kitaplara
Bir piyanist tahtına
Şiirlere sor beni
ZERDÜŞT anlatsın sana
Suretimi düşüren aynalar kırık şimdi…
Var bir merdiven, dar bir merdiven… Yaşamak
Kirlenip, beyazlaşmak
Hüznün o görülmemiş ilk rengini taşımak
Bir ölüm eyleminden
Bir şiirden derinden
Çıkarcasına yanmak
Belki de güçlü olmak
Hayat ölüm tek basamak
Mor bir merdiven yaşamak
Hani o bitmeyecek sandığımız
Aşklarıyla aldanıp yandığımız
Hadi kahkahalarını çınlat
Ey rüzgârdan bir ıslık gibi geçiveren
Yaşamak!
Ayşegül aşkım karagöz
“Ve bir şarkı olup çınlamak
-bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik …”
5.0
100% (3)