0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
784
Okunma
Yılların birikmiş karanlığında doğuyordu acılarım
Zaman ölüme sığınmıştı çoktan
Güneş doğmayı unutmuştu
Sesim çıkmıyordu
Adım bir simitçinin tezgahına yatırılmıştı
Ekmek parası abi kınamayın
Belki duvarlara dokunuyordum
Elimle avuçlarımla
Tırnaklarımla dokunuyordum
Gözyaşlarımla dokunuyordum
Yüreğimle dokunuyordum
İçim daralıyordu
Bir günahı yıkar gibi
Bardaktan boşalırcasına gök patlıyordu suratıma
Bir usta duvarları suluyordu
Çatlamasın
Daha sağlam olsun diye
Yağmurlarda beni mi suluyordu acaba diye
İçimden kendime sordum
Kendime cevap vermeye kendimi bulamadım
Ölümle yaşam arasına sıkışmış
Günahlarımdan yumdum gözlerimi
Çürüyen bir bedenim vardı artık
Gökkuşağının hiç bir rengi doğmuyor bedenimde
Bendenimin kaldırımlarından yosmalar geçiyordu
Ellerime dizlerime
Yüreğime basıyorladı
Ayaklarımın üzürlerinde duramayan bir karanlıktım ben
Nefesim daralıyordu
Boğazıma kelimelerim düğümleniyordu
Yutkunuyordum
Siyah kelimelerimi
İçimi kanatarak
Yılların birikmiş karanlığında doğuyordu acılarım
Bir güneşin gölgesi düşüyordu üzerime
Bir depremin enkazında kalıyordum
Ve bir karanlığın içinde yok oluyordum
Yılların birikmiş karanlığında çoğalırken acılarım
İbrahim DALKILIÇ ( 13/06/2013 //16:15 )
5.0
100% (2)