1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1122
Okunma
’’Mahşer’’ dudaklarımda hecelenen bir intikam düşüyor
cümle dolusu haykırışıma
Ve gün bir vaktin cuması hürmetine susuyor
Hıçkırığa boğulmuş kelimeler ardından yakarıyor her bir gidişin
Kalmaların bini bir para,gidişler giriyor tabutsuz mezara
Azab-ı mahşer türküsü dudaklarımda;
Bir sala öncesi şehir suskun...,aşıklar uyanıyor mezardan ’’haşa’’
Ay karanlık...,mihnetli... suskun bir sur gibi
Kaçıncı intihar yamacıdır ki, bu...
Hiç birinde ölüm bile ölmüyor
Yani ölmek bile gelmiyor içimden...
Öyküsünden kanayan bir şehir gördün mü? sen hiç..
Kanatsız yarınları gördün mü? mesela ..
Gök yüzüne kafa tutarcasına haykıran
Uça bilirim ben diyen bir serçenin masumiyetini...
Mesela aşkı gördünmü yüreğinde
Sen ki...ey aşk...gömülüsün toprak bedenimin kalbinde
Bir ziyan ki ..yüreğimde cezir duruyor ..,zira aşk yaralı
sırtından kanayan bir buse
Tebessüm katli şehir,katili kayıp bedevi
Sus/ar avaz... vaveyla yankılanır alem
Heyelanlar yıkımlar çoğalır siğnemde
Kahreden çığlıklar vebal taşır ömrüme
Taşır ki günahlar yangın yeri
Alev hiç bu kadar yanmamıştı derinden,’’seni sevdiğim günden beri’’
Belkide şimdi susmayı bile kıskandırma vakti
Omzun çökmesin içinde bir ben yokum cenazemin
Bir sen bir de ben olmuş bir sen
Serdar Özyanız ’’ Eyv’’ALLAH’’ Büyüktür’’