0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1195
Okunma
yolcu
derinlerini iyice derinlerini gördün mü beklediğin durağın
nasıl da sesi geliyor dip dalgalarının
hergün kızıl kıyametlerin koptuğu o yer
başımıza yıkılırdı her seher
silerken sırsız aynalarda yeni tere gelmiş bıyıkları
herkesin kalbi sırtında
ve uzak diyarlardan gelmiş kaşlarına cımbız bile değmemiş
görmezden gelirdik
fahriye abla elinden çıkan kızları
yolcu
farkına varmasaydık kayıp çığlıkların izinin
farkımız olur muydu kuşlardan
o sarı çizgili üstü işaretli kaldırımlar var ya
bir türlü söyleyemeyip ilk aşkı
bağrımıza bastığımız taşlardan
her daldan kürsüler kurulurdu okul dönüşü
zafer çarşısı meydanına
bir elimizde edep bir dilimizde haya
tunçtan heykeller olurdu beynimizde
kara yağız kip adamların söylemleri
ve çıt çıkmadan dinlerdik ipe giden yiğitleri
işte o durağı pas geçerdik gecenin birinde
tarifi bizde gizli ankara ayazının
tek otobüs biletine yoklardık ceplerimizi
botları donmuş eli unutulmuş bedenleri
bu kalabalıkta o sessiz yer
sana söyler mi
ah...yolcu
sanki anlaşmışcasına yıkıldı üstümüze her devir
kim bilir,tıraş ettiğimiz beşparmak dağlarında
hangi türküler söylenir
kasım
5.0
100% (4)