Ulaşılmak istenen, özlemle ve aşkla olmasını istediğimiz,
sınırsız, çıkarsız, insanların birbirlerini severek
ve paylaşarak kucaklayacağı İNSANLIK CUMHURİYETİ,
dünyanın senaryosunda ,dünyanın son çeyreğinde.... var..

Asırlar öncesinde bunun böyle olmaklığı net ifadelerle
sözüne en çok güvenilen El- Emin tarafından bildirilmiştir...
Araya dereye hurafeler katıştırılıp iş sulandırılmaya,
yobazlaştırılmaya çalışılmış olsa da, hakikat böyledir.
Fıtrat böyledir ve insan, ilhamında olanı hedefe koymuştur işte...

Hemen her devrin ve milletin aydını, entelektüeli
ve tarihe mal olmuş devlet adamı, kütüphanelerinde,
okudukları kitapları biriktirmişlerdir..
ve elbette birikimlerinin neden olduğu yargılarını da ortaya koymuşlardır..
Ancak bu, onların ne bir keşfi ne de kehanetidir...
Olsa olsa olgunluk çağlarına eriştikleri
ve olgunluklarının meyvelerini toplamaya başladıkları anda,
kalplerini keşfetmişlikleridir...
Ve, emin olunuz, kendilerinden sonraki nesillere
ders olsun diye, DERS VERMİŞLERDİR....

Şimdi,.. dünyanın her yerinde savaşın, açlığın,
cehaletin, hep banacılığın,dayatmacılığın, taassup
ve her türlü irticanın, ötekiliğin olmadığı bir dünyanın özlemini çeken
ve kendilerini birlikte ifade ettikleri farklı dinleri,
milliyetleri, felsefeleri, yaşam koşullarına rağmen,
bunun için karınca kaderince çeşitli yollarla mücadele eden
milyonlarca insan var... Son güne kadar da olacak...
Bazen unutulacak, sonra birileri akıl edecek,birler bin olacak,..
denenecek, denenecek, denenecek,....ta ki o güne kadar...

Madem her şey aslına rücu edecek,
ne diye debelenelim,.. diyemeyiz.
İşte buna hakkımız yok...
O günleri hazırlamak
bu günlerin boynuna borçtur.
Ayrıca dünyaya sorumluluğumuzun olduğu kadar,
kendimize, nefsimize ve zamanımıza karşı da
sorumluluğumuz var...
Yani öyle " yaratılmışların en şereflisi" yiz diyerek
yeryüzünde dolaşıyor olmanın
"taş yerinde ağır" durumu da var...
Bu şerefe nail olmanın şartı kolay(!),..
SEVGİ...
Sevgi ile şereflenen insan,
kibir ve zulümle şerefini beş parada bulur...
Yoksa dünya yanmış,
kurunun yanında yaş da yanmış,...
ne gam....!

...SELDA İYİEKMEKÇİ...