1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1202
Okunma
Seni bir başağın ekin vermesinde tanıdım
Ve bir ekinin başağında gördüm
Kanayan yüreğinde keskin bir bıçak yarası olduğunu
Yokluğun bir intihar korkusu gibi haindi
Bir barikat yığını gibi puşt
Ve bir sonbahar gibi solgundu
Ama ben ne yokluğunda intihardan korktuk
Ne barikatlara direnmekten korktum
Nede sonbaharda kalıp solmaktan korktum cemre’M
Şimdi hangi kapıyı aralasam, hangi sokağı adımlasam
Ve hangi yıldıza dokunsam sen varsın cemre’M
Seni 7 iklim soğukluğu kadar seviyorum
Seni kör kuyulara sızan ışıklar kadar seviyorum
Seni gökyüzünü aydınlatan güneş
Gecemi aydınlatan ay gibi seviyorum cemre’M
Seni yediveren kan gülleri gibi
Gömleğimin sol yakasına işledim
Gömleğimin sol yakasında kırmızı bir gül gibi taşırım seni
Sen kırmızı gülden de güzelsin cemre’M
Sen kırmızı gülden de güzelsin
Bu gece sokağın bir köşesine darağacı kurup
Yalnızlığımın yokluğundan asacağım cemre’M
Cemre’M sen sokağımın darağacı olsan
Kendimi sende kendime sormadan asarım
Düşe kalka yürüdüğüm yollar hep sana çıkar oldu
Sana kendim dedim bendeki tek mutluluksun dedim
Bir limanın çakıl taşları gibi dağınıktı saçlarım
Bir semanın gözleri üzerüme kapanmıştı
Ve bir gündüzüm gecede kalmıştı
Sen geldin kapı eşiğinden sızan ışık gibi odamı aydınlattın cemre’M
Yatağından kovulmuş bir nehir gibi
İçime kanlar akıyordu
Bir umuda tutunur gibi tutundum sana
Yumma gözlerini üzerime
Uyuma uyuma cemre’M
Tükenirken umutlarım
Rayları birbirine ekledim de geldim sana cemre’M
Şimdi bir yanım kızıldeniz
Bir yanım kum tanesi
Savur beni iki yakası bir araya gelmeyen
İki ayrı şehrin tam göbeğinden
Ve sığınmacı bir mülteci gibi koynunda sakla
Ve zeytin karası gözlerinden as beni
Ve cehennemin cennetinde yatır beni cemre’M
Cehennemin cennetinde yatır beni
İbrahim DALKILIÇ ( 26/05/2013 // 11:35 )
5.0
100% (5)