0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
979
Okunma
gözlerin gülüyor, dişlerin inci.
kaşların keman mı
senfoniler…
dişlerin arasında kasabalar, bahçeler
dişlerin ardında dişçi sınıfına mensup aileler
ben; kapitalist komünist
utanmasa diş fırçan nasıl marksist!
rus edebiyatı olmuş dişler, düşler.
hem seni isterim, hem evreni
asmayalım da besleyelim mi?
dişlerinin arasında tarlalar, bahçeler
ben onlarla yetinmem!
ay ışığı gibi parıldayan gözlerinde; ekinleri sürerim
kirpiklerinden aşağısı çiller,
seçim vaatleri, otomobiller, evler!
dudakların kıpkırmızı
bir yasağı dişlemesine göz yumuyordu Adem?
olduğu kadar, olmadığı kader
sen gülüyorsun yine, gülsümler
gülsüm de gülüyor, gülsünler.
gözlerin alay ediyor, esiyor, yaşarıyor
eteğin uçuşuyor, tutuyorsun ellerinle
ellerin parlıyor, ıslak ellerin yaşarıyor eteğinde
eteğin ıslanıyor, yaş ellerin!
seni izliyorum, dilek tutup üflüyorum.
güneşten kıstığın gözlerinle sen;
gülümsüyorsun , içimi ısıtıyorsun.
içim içim sen, acıtıyorsun!
içimin kuruluğu kavruluyor yaz günü, ağlamışlık tadı.
akıp giden nehir gibi göz yaşı, buluyor yatağını
dilimde tuzlu, sıcak bir acı…
henüz ham dut ağacı altında uçuşan eteğin, eteğinle gülüşen dişlerin
saman sarısı saçların toz toprakgillerden.
bir kovboy türküsü tutuşmuş saçlarına; alev alev
”lev enzelnâ”
din gibi, mübarek!
seni sayıklar tüm peygamberler
adına yazılıyor ayetler, sureler.
benliğimde bir çizik, içinde yeşeriyor senler
buduyorum seni gözleyen, sana gölge düşüren, kol kanat geren; yeşiller!
yasaklanıyor cennetin, mühürleniyor gözlerim sensizliğe
kol kesen, baş kesen, yol kesen.
ezber duâ gibi ve kelime-i şehadet
prangalar vuruldu, ezan sesleriyle vakitler.
gözlerim seni arıyor, çaresizliktir özlem.
ellerimde ellerin olmalı, gözlerim zaten sen,
basına kapalı görüşmeler gibi;
merak içimde hep sen!