10
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1933
Okunma


üstüne alınma...
yer çeker insanı,
gök kubbe kadar ağır bir hastalık/mavi
düşürür yataklara ve gizlenir ayak tabanlarına
ıslak tedirginliğiyle suyun ki
avuç içlerinle kavrayıp yüzünü/hüznünü,
kırılan düşlerinin köşesinden su-s-AR
sessizliğin es biçimidir
güneş tepesindeyken göğün
karşı konulmaz bir taşınma isteği...
uzağa
boşluğa
yıldızlara...
çıplak ayakları üzerinde yürüyor
dile gelmemiş sözler bir bir ki
hiç bir işaret yok ve düşmüyor yüreğe izi
derin yarıklardan akan nehirler kadar berrak
bedevi yalnızlığında
bir aynada seçilmiyor sureti yüzünün...
şşşş tamam
yaşamadan öğrenmek yok
ölümü bile..
yani gerçek bile değiliz bil/iyorum
silinmiş kelimelerimiz karşısında
ve dokunuyor harfleri savrukluğunun
hiç çizilmemiş şehirlerinde
parmak ucu telaşıyla ilerlerken sen
acemi bir gösterişin dağınık telaşlarında
kaç düş/e yazılabilirdi ki
uyanık görülen rüyalarda...
-saç
ve
-tut
geriye doğru yazıyorum şimdi
şimdi yazıyorum doğru geriye
gök ve ay
kırılması ve taşı
su-s
ve yar...
bulut bulut çek içine yağmuru
su-s
ses ol! ve yer çekimi kadar ıslak ak/toprağıma
cıva rengi dudakların bil/iyorum
lakin duymuyorum/görmüyorum...
(...)