0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1773
Okunma

ve fakat..
yinede kadının yüreğinden d/üşüyordu
adamın kaburga kemiklerinde sakladığı gezgin
ve hiç bir düş
aldırmıyordu yağmurun yağışına ki
kadının söylediği son söz kalıyordu geriye
herşeyden öncesi ve sonrası
suçu yoktu taşın
canı kırılıyordu delice vurgunluğunda
şayet sorsaydın
gözlerim/söylemeyecekti
hiçbir cevap karşılık bulmayacaktı
sorgularının sessizliğinde
ördüğün duvarlarının siyahında
öğrendim gecelerimin mavi rengini
şayet sorsaydın
muallak eşiklerin gölgelerine takılacaktı
ayakları kelimelerinin
yetmeyecekti biliyorum bunu/biliyorsun
bir deniz/mavi
saçlarının her bir telinden akarken ıslak ki
şayet sorsaydın
gecelerden binlerce günah doğuracaktın
bir sus emri yetmeyecekti
bir sus mesafesinde nefesin çarpacaktı yüzüme nemli
bil ki sevgili; geride hiçbir iz kalmadı
faili meçhul gecelerin
yağmur sularıyla yıkadık
bizi dilsiz bırakırken sen
çaldım tüm renklerini teninden geçmişin ben
şayet sorsaydın
bu masalın
tamamlanmamış son paragrafını söyleyecektim sana;
“sen parmak uçlarımın sıcaklığında hissedilen bir candın ki
asla dokunmadığım/boğulsakda ruhlarımız birbirine çırılçıplak akmıştı”
(...)