5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1806
Okunma

Bu kaçıncı sabahtı güneşin
Uykusuz gözlerine doğduğu
Düşündü, çokmuş hem sayıp da ne olacak ki
Nasılsa serseri zamanlarındaydı ömrünün
Zihninin kenarına itti bu düşünceyi.
Aradığı neydi, bekledikleri, özlemi
Sevgi mi, ilgi mi, şefkat mi, huzur mu ya da hepsi mi
O kadarıda fazla olurdu zaten
Hem bu ruh halinde iken
Taşıyamazdı bu kadarını
Dönüp geriye yargılasa kendini
Hataları doğrularından daha mı fazlaydı acep
Aşk iki kişiliktir diye kasım kasım kasılanlar
Neden hatalarınıda paylaşmazlarda
Başkalarının üstüne yıkıp
Kendileri masumiyet abidesi olurlar.
Neydi birzamanlar öyle, elde yalın kılıç
Arenada aslanlarla boğuşan gladyatör gibi
O çöl senin bu çöl benim
Dur durak bilmeden koşuşturmalar
Esip gürlediğinde rüzgar bile sakınırdı gazabından
O hallerini düşündükçe gülümserdi
Sende amma serseriymişsin be adam diyerek.
Şimdi inzivaya çekilme zamanı dediğinde
Zaten birbaşınaydı
Fareler çoktan terketmişlerdi batan gemiyi
Özüne dönüp, suskunluğun ıssızlığında
Bir damla huzur diledi
Çok şey değildi aslında
Ki: O da sanki Kafdağının ötesine kaçmış gibiydi
Sonra hiç olmadık bir zaman da biri çıkageldi
’’Ben size aşığım’’ dedi
Olmazdı, farkındaydı farklılıklarının
Biri haziran diğeri eylül
Yinede çek git diyemedi
Ruhunu okşuyordu Egeden esen imbat
Birlikte güldüler birlikte ağladılar
Olmadık hayaller kurup
Ulaşılması imkansız düşlere kucak açtılar
Yeniden tutunmak yaşama
Yeniden doğmak bir ilkbahar sabahında
Mor yapraklı menekşe bahçelerinde
Dolaşmak yalınayak
Yuvarlanmak çamurlarda
El ele dağ bayır dinlemeden yürümek
Sevgilinin gözlerinde batırmak akşam güneşini
Soyutlanıp tüm çirkinliklerden
Birbirine yaslanarak
Yarınlara dair umutlar beslemek
İyi de tüm bunlarda ne kötülük var diyebilirsiniz
Yok elbette, yok da ya farklılıklar
Onları gözardı etmek mümkünmüydü
Nitekim edemedi de
Adım adım uzaklaştı, uzaklaştırdı..
O gidince bir boşluk oluştu uçsuz bucaksız
Hem bu ilk boşluk değildi ki
Tarumar olmuş gülistanı vardı öncesinde..
Şimdi Nepal keşişi misali soyutlanıp
Beşeri duygulardan
Gözleri kör, kulakları sağır, dili lal
Yitirmiş zaman mefhumunu
Günler, aylar, mevsimler donuklaşmış
Tebessümler terketmiş dudaklarını
Biraz çocuksu, biraz masum
Başı kendi omuzlarına dayanmış
Hayaller silinmiş, umutlar terketmiş yerini
Göğünden uzaklaşan bulut misali
Sesi kısılmış çağlayanların
Irmakların deltasında
Sevinçlerle baktığı ufuklar
Karanlıklara gömülmüş..
Kolay değil yeniden tutunmak yaşama
Yeniden sevmek, menekşeler beslemek
Cam kenarlarında
Hiç kolay değil..
Üstüne örtülü Bedevi hırkası
Suskun, küskün, kırgın
Yorgun..
Evet yorgunum artık...
24.09.2012
5.0
100% (11)