4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1133
Okunma
ah be usta
kundaklanıyorken şarapnel kokulu yangınlarımız alazlarda
bu ateş neden bu kadar pervasız
neden yakarlar küllerimizi
söyle be usta
bülbül gibi girip bahçemize
niye keserler güllerimizi
vurulup dağılmışken içten içe
çarpıp yığılıyoruz her gün
en olmazından bir hiçe
bu olasılıklar
bu olmazlıklar
neden tökezleriz bu kadar
neden bizi anlamaz
kime sitem eder yar
söyle be usta
bu kadar coşkuluyken denizlerimiz
neden suyu çekilir neden
neden kurur derelerimiz
kocamışken bu meydanlar
bakir sokaklarımız neden bu kadar dar
söyle be usta söyle
ne zaman bitecek
ne zaman bu artçılar
yuvalanmışken gönlümüze baharlar
niye çekilir canımız
niye kar kış
niye donar her yanımız
ihanet kuşatırken her gece vakti
gökyüzüne çatallar kuruluyor
yargısız bir ipe asıp çığlığımızı
kızıl şafaklar vuruluyor
bak be usta
asılı kaldım son kertiğinde
siper ediyorum ellerimi üşümüşlüğüme
üfürüğümde sallanıyor ciğerlerim
içimi yakıyor bu saz
yığılıp kalıyor emekleyen yanlarım
sus be usta sus
sus biraz
metafizik dersin
diyalektik dersin
ajitasyon çekersin
kafan kıyak
meze de iyi be usta
yedikçe yersin
çektin rakıyı geldin aşka
bu öyle bir şey değil be usta
sırıtır bütün öğretiler
bu iş başka
içim kan revan
içim hasta
şu sigara dumanına bir hamak gereceğim
uyuyacağım sus
sus be usta
hasan polat
5.0
100% (7)