35
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1281
Okunma

gizemlerin içinin de için de
(s)kavrularak yandık be gönül
kahrolduk anlayamadığımız düşüncesizliğimizden
titreyip de kapılışta sıkıldık cendereler de
başı boş işlerdi bizimkisi
naylon zamanlar da coştuk hiç peşinde
çalkalanıp kalırken yürek acısın da
bir varmış bir yokmuşlar da
günah kazanlarında kaynatılıp da gittiler civanlar
geçişte uçtular yüreklerimize sürterek
sevdik ve sevildik sandıklarımız
ne el verdiler ne gönül okşandılar
bir şeyler çalmaktı her hal gayeleri
çalıp çırpmak değilse amaç
hiç böyle eksik kalır mıydık
verdikçe
bir karşılık görmedik nedense
aslında susuz çöl gibiyiz bir şeylere yanan
nedir bilmeden sarıldığımız
bir gerçek var aslında içinde
kör közle bakınca neyi fark edebiliriz ki
cımbızla ayıklar gibiyiz sanki tüm kainatın gerçeğini
kulaklar sağır burnumuz pislik içinde
ruhlar kokuşurken nefisler de
gurur ve kibrimize dağlar dayanmaz
bir elimizde ayna bir elimizde tarak
döneriz üç paralık aklımızla
yaratandan uzak
mis gibi bir yaşam varken dünya da
neden ki düştük uçkurumuza
asıl olan
hakkın çağrı sesidir
doğrultusunu hedef alıp gitmek varken
bilinmezler de bilindik olmak istedik hep
dur durak tanımayan frensiz otobüs yolcusu gibi
dönüp de duruyoruz
girdaba mı kapıldık yoksa
girdabı biz mi doğurduk içimizde
varla yok arası aklımız
hiç başı sonu görüp hissedemiyoruz bile
ölüm var hayat üçgenin de ölüm
kimileri gülecek
kimileri ağlayarak gidecek
oysa o ölüm size de bize de var
günün birin de
anlık saniyelerde heyhatlar içinde
kalacak beden kara toprakların dibinde...
(07.05.2013) AZAP...
5.0
100% (38)