Bıçağın her hareketinde yüreği çarpıp Kapının açılmasını kollayan Sinsi görünümlü ama değil Hayâ etmesi umulurken Hayal edip uman Çok şey değilken isteği kovalanan
Vazgeçer mi sence? Dönmez mi korkusunu yenince?
Bizim için kemik at sokak kedilerine Belki ciğer, dumanı üstünde
Yutmakla yutkunmak Eylem farkı Zenginle fakirin Bir de geviş getirmek var Geçmişi çiğneyip Anılardan beslenmek Tüketilmiş varlığın ara sıra gıdıklaması ruhu Gözlerin geçici ışıltısı Ateş böceğinin dansı
Biz çokça fakiriz sevgilim Kaderi yutkunmak olan Olmayanı kurup, olanı yıkan Gerçek dışı, gerçek üstü Yani uzağında hayatın Kollarımız dans edemeyecek kadar kısa Ve hiç olamayacak anılarımızla Yutkuna yutkuna Seyredeceğiz yutulan lokmaları
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bir karikatür vardı,babaları iki çocuğu oyuncak arabalarında gezdiriyo,birininki akülü diğerininki portakal kasası,akülü çocuk "onu isterim" diye zırlıyo portakal kasasını gösterip...açlığı kötü insanın...
Vuslatı olmayan aşkların, aşıkların hikayesi olarak algıladım yutkunmak adlı şiirinizi Özellikle final o noktada yoğunlaşmış Çarpıcı betimlemelerle örülmüş Güzel bir çalışma okudum sayfanızda
Tebrikler Şiirin Şaireine Selam saygı ve muhabbetle...
uuuuu ne keyifle okudum, ne güzel bir şiir boğmadı, bunaltmadı, mesaj vereceğim kaygısı hissedilmeyen, okuru finale sürükleyen ve bir bu kadar daha olsa kendi çok rahat okutacak olan şiirini için emeklerine beynine sağlık kutluyorum sevgim ve saygımla...
Bir şey anlatmak isteyen şiirlerin derinliğine, ifade zenginliğine ve betimlemelerindeki yalınlığa ve bir tarz yaratan üslubu her zaman dikkatimi çekmiştir. Şiirinizde olduğu gibi "yutkunma " ile beklentinin ve geviş getirme ile eski mutlu günlerin özlemini muhteşem ifade etmişsiniz. Belki bir söz bütün bu tahayyülün ötesine taşır insanı. Fakat o söz cesaret ve gayret ister. Bir defa incelmek, bir defa ezilmek, bir defa uzanmak ısrarla ve inatla. Sadece hikâyelerde anlatılan aşkları yaşayabilmek için ne yapmak gerekir? Zaman ilerledikçe artan sıfatlarının altında ezilen insan yaşamının ilk yıllarındaki "çocuk" sıfatının verdiği dokunulmazlığı, özgürlüğü, sevgiyi, ilgiyi ve muafiyeti ömrü boyunca bulamadığından "mutlu günlerim" dediği zaman daima geçmişe dönüp bakar. Her yıl omzuna yüklenen sıfatların sorumluluğu altında yitip giden saflığın ve duyguların özlemini çeker kalan ömrü boyunca. Ulaşamadığı her şey için suçlu aramakla geçer ömrü. Oysa bütün kabahat uzanıp da tutamadığı duygular değil artık eskisinden kısalan, dallara uzanamayan ellerin sahibi, kendisidir. Zaman geçmiş bir zamanlar her yaptığında gülünen, hoş sözler işittiği davranışlar artık yapmaması gereken kusurlu hareketler olmuştur. Eski fotoğraflarda kalan masum bakışların yerinde yeller eserken hırsın içimizi boğan fısıltılarını dinleyip, bazen bir siyah beyaz karede “o eski ben” dediğimiz berrak insanı görünce, eskiye dönüp yaşamak isteğimiz kuvvetlenir. Anılarda kalan mutluluğu hatırlayınca içimizdeki boşluğu, kimsesizliği daha derinden hisseder, yutkunuruz. Bizim o eski zamanlarımızı yaşayanları görünce gözlerimiz dalar boşluğa ve “bir zamanlar ben de…” ile başlayan cümleler kurup, yutkunuruz. Ağlamayı unuttuğumuzu anımsarız ağlayan çocukları görünce. Bilemiyorum…. Neden duygularımızı yitiriyoruz, kaybediyoruz? Neden soğuyor yaralarımız? Değişen kalbimiz mi? Yoksa biz tümden değişip başka biri mi oluyoruz? Oysa her hissiyat, demlenen bir çay gibi bayatladıkça tazelenmek,yeniden fokurdayarak kaynamak ve yeniden demlenmek ister ..bence. Her fidan budanmak, yeni dallar sürgün etmek ister. İnsan en mutlu anının hayalleriyle yaşamak yerine, yaşadığı zamanda bahtiyar olabilmeyi öğrenmeli, bulabilmeli yolunu. Şükretmeyi de, teşekkür etmeyi de, ağlamayı da unutmamalı. Daima gülmek ve saadet içinde olmak istiyor ise. Bence…. Şiirinizi çok beğendim. Tebrik ve teşekkürlerimle…
:)))))))) var olmaz mı.... lazın biri arkadaşlarıyla sinemaya gitmiş "Ben seyrettum bu filimi üç kere " demiş...bir sahnede hızla giden araç duvara tosluyormuş....laz "duvara vurmaz " demiş ki araba "KÜT!" , arkadaşları "Uleee hani sen onceden seyrettum dedun neeeoldi" Ben ne bileyim...üç kere tosladi duvara bu sefer akli başina gelmiştur dedum " diye cevaplamış... ben de fıkralar yazıyorum artık... mesela "lazın biri köyde uçmaya karar vermiş... köyün en büyük horozununun kanatlarını kesmiş....kollarına bağlamış.. kendini caminin minaresinden aşağıya bırakmış... ve süzülüp bulutların arasına dalmış.....dağların arasından geçerken...biri elini tutmuş...."Ayil bakayim ula salak " demiş... nasıl tutar mı?
:))) anladığımı,bana kelimelerin fısıldadıklarını yazıyorum... şiir nereye giderse gitsin ben başımı alıp kendi hayallerime doğru koşuyorum..kendi muhasebemin süzgecinden geçiriyorum.. yani..dıgıdık dıgıdık..küt!
Şiirden ilham aldığı içindir ... Şiirn bana anlattıklarını yazdım sadece... Ben de "kasap kedilerine dönen isyanlar kaldı bana" demiştim bir zaman... İktidara monte edilen bazı cemaatleri anlatırken.. eskiden birer savaşçı kaplan iken şimdi iktidarın kapısında ihale bekleyen çakal olmuşlardı... kasap kedisi gibi..kasabın ellerine dikilen gözleri başka bişi görmez ya.. :)))))))))))))))))))))))))))
:)))))))) var olmaz mı.... lazın biri arkadaşlarıyla sinemaya gitmiş "Ben seyrettum bu filimi üç kere " demiş...bir sahnede hızla giden araç duvara tosluyormuş....laz "duvara vurmaz " demiş ki araba "KÜT!" , arkadaşları "Uleee hani sen onceden seyrettum dedun neeeoldi" Ben ne bileyim...üç kere tosladi duvara bu sefer akli başina gelmiştur dedum " diye cevaplamış... ben de fıkralar yazıyorum artık... mesela "lazın biri köyde uçmaya karar vermiş... köyün en büyük horozununun kanatlarını kesmiş....kollarına bağlamış.. kendini caminin minaresinden aşağıya bırakmış... ve süzülüp bulutların arasına dalmış.....dağların arasından geçerken...biri elini tutmuş...."Ayil bakayim ula salak " demiş... nasıl tutar mı?
:))) anladığımı,bana kelimelerin fısıldadıklarını yazıyorum... şiir nereye giderse gitsin ben başımı alıp kendi hayallerime doğru koşuyorum..kendi muhasebemin süzgecinden geçiriyorum.. yani..dıgıdık dıgıdık..küt!
Şiirden ilham aldığı içindir ... Şiirn bana anlattıklarını yazdım sadece... Ben de "kasap kedilerine dönen isyanlar kaldı bana" demiştim bir zaman... İktidara monte edilen bazı cemaatleri anlatırken.. eskiden birer savaşçı kaplan iken şimdi iktidarın kapısında ihale bekleyen çakal olmuşlardı... kasap kedisi gibi..kasabın ellerine dikilen gözleri başka bişi görmez ya.. :)))))))))))))))))))))))))))
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.