2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1429
Okunma
I
Unutuldu geçenler
Ömürmüş meğerse
Kavranıldı gidenler
Deli dolu imgeler
Sarsak gözlerle bakmak
Çok ucuzdur yaşamak
Verilmiş binbir ödül
Hepsini almak gerek
Tutarsızlık zinciri mi
Yaşam denilen arbede
Bir iniş bir çıkış
Sonra tersyüz yeniden
Ele avuç-avuca parmak
Ayağa topuk-topuğa kurban
Sanki bunca olana
Anlam yüklemek gibi yazmak...
II
Kan çekilir
Dudak bükülür
Hallaç pamuğu gibi
Eğrilinir
Atar anılar terde
O düşerken kalkılır
Verilir omuz düşlere
Hala ürkek kararsız
Kaygan zeminde
Avare bakışlar
Deniz çalkalanır
Çala kalem sarılır dizelere
O esrik bir kuş gibi
Olsa olsa sevdadan
Sırsıklam baka
Bakakalır gözlere
Mutluluk gel der
Çağırır elleri
ne...
III
Uzakta karabataklar sürgünde
Yalnız yaşama provasında
Gemilerde yalnız seyahati severler
Bulutlar bile yakın olduklarını
Çakarlar hissettiklerinde
Beni de gönlüne
Çakılı bulacaksın bir gün
Havada iyot kokusu
Billur neşeler ısmarladım
Ve de anılar
Hepsi haraç mezat
Bedava istermisin?
IV
Kıvrımlı burunda karanfil kokusu
Gözlerde sevgili ve çıplak bendeliği
Alev alev kavrulup geceler boyu
Bir sarkaçla inilen mehtap serinliği
Demir kapılar araladı bu yürek
Sevgiyle saygıyla kutsanacak
Gizlice sokulup hüzne ve acılara
Aşkı ve paylaşmayı öğrettin ruha ...
V
Karanfil kokusu kıvrımlı burunda
Özünde gözünde uykusunda
Sinyal var dudaklarında
Hiç bir bedele bağlı kalmadan
Tahir ile Zühre gibi çok sevdiği
Kurgu ile masal
Coşku ile şiir gibi
Ete kemik-kemiğe ilik-ele parmak
Kana damar-ağaca yaprak
Dala çiçek koymak gibi
İnildi kalp kuyularına
İniş usulcacık esrikti
Damarına hazinelerin
Ölesiye sevilesi
Kalbe kalple yanıt vermek.