Burada masanın üstünde bir bardak
İçinde yudumlanmış bir aşk
Ve sarhoşluğundan kalma kırılmışlıklar
Umutsuzluğun umudunu yaşamışlıklar

Burada masanın üstünde camdan bir kalp
Ve ellerinde bir silah
Kır gitsin


Burada kapının arkasında geçmişin gözleri
Ağlıyor hıçkıra hıçkıra
Sitem dolu sözler fısıldıyor kulaklarıma
Uykusuz gecelerini anlatıyor bana

Burada samanlığın arkasında bir can
Ve ellerinde bir silah
Vur gitsin

Burada tam karşımda dev bir adam
Omuzları çökük boynu bükük
Metanatli kimliğini yitirmiş
Ve cebinde maziden kalma bir kimlik
Adı aşk
Soyadı acı

Burada tam önünde bir yürek
Ve ayaklarında çivili bir papuç
Ez gitsin


Şurada tam karşında
Toprakta yatan bir adam
Ve mezar taşında bir kaç mısra

Hey yabancı öyle durup bakma şu merhuma
Bakıpta üzülme kimsesizliğine

Hey yabancı aldırma burdan duyduğun iç çekişlere
Oku duanı sen kazan sevabını
Ve unut gitsin burada duyduklarını

Hani olurda
Birgün sende ben gibi
Rastlarsan o taş yürekli insana

Ona şöyle söyle

Orada kimsesizler mezarlığında bir adam
Ve mezar taşında bir kaç mısra
Sil GİTSİN...


Bir şiirle bir benzerliği onun edasını taşıyor bu şiir ama yinede paylaşmak istedim çünkü bu benim gönlümden akan mısralar...

Mehmet Aküzüm