42
Yorum
49
Beğeni
5,0
Puan
1622
Okunma

Gök ve yer
ha varız, ha da yoğuz
güneşin bile kusuyor, cehennemini üstümüze
gökte ki, sensin
yerde ki ise, ben
çokluk içinde, kahrolup eriyor beden
senden, koptukça yar!
yağmurlarının bile, ağlaması düşüyor üstüme
erişilmezliğinin, o sağanak ıslaklığındayım işte
Ya sen?
sana ben, sırılsıklam olmuşken
meğer duygularımızın, kader de; cehennem kazanın da, pestili olmakta varmış
şurda; bir tek yolculuğum kalmışken, umuda
cüce halimle; devlere savaş açmak gibi, bir şeydeyim
umutlara doğru esen, cılız bir yeldi
sana doğru, yolculuk
yık usuna çöken, olumsuz istemlerini
put gibi, soyut kalma
dur yerinde; uzaklaşsa da, senden ufuk
yakınlaşsın umutsuzluk
hiç değilse, kendimizi bir şeyden saymayız
gücümüz kadar ateşi ancak taşır, bu günahkar bedenler
bırak kaçsın, saate bağlı zaman
caymasın su, ateşe olan tutkuların da kalsın
ağlamasın gök, isterse kurusun yer
ben zaten, sana hiç ulaşamam
senle ben, ne zaman bir araya gelebildik ki?
kilometreler arası erişilmezliğin de, havadır boşluğumuz
masmavi bakma, öyle!
çünkü uzattıkça ellerimizi, boşlukta kalmaya mahkumuz
kapat kara bulutlarla simanı
daha fazla yanmadan, tutkular
bu aciz beden, feraset nedir hiç görmedi ki
çıkmak mı, gök yüzüne?
bil ki benim sonum, yerin ta dibinde
tüm yıldızlarını toplayıp atsan bile üstüme
yolumuzu, aydınlatamaz ki
aşkı umutsuzluk doğurmadı mı
hasret ve özlem pençesine yakalatarak
o tutsak gafil, benim işte
bakma öyle, o boncuk gözlerinle
olmazlarınla, kimseyi kandıramazsın
hadi artık dön de, var git işine...
(10.04.2013) AZAP...
5.0
100% (47)