0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1373
Okunma
merhaba ruhumun genç odasından
size hatıralar anlatacağım
yemyeşil ovada kırlar içinde
çocukça anlatıp coşturacağım
sabahın en erken horoz sesiyle
gün başlardı oyun saatimizle
yakantop istop’tu en çok bilinen
birdir bir oynardık biz bahçelerde
bazen topaç çevirir, beştaş oynardık
çift ip oynar bilekten ip atlatırdık
birimiz hasta olur birimiz doktor
çok güzel oynardık çocuk yıllarda
meyve sepeti için halka olurduk
adımızı meyvelerden koyardık
oyun başlatan ebemizle biz
işaretlenmiş yerlerimize koşardık
Menekşe mendilim köşe köşe
bizden size kim düşe
demek için toplanır gurup olurduk
kahkahalarla gülüşür, eğlenirdik biz
ne çocuk parkımız vardı ne bir sahamız
mahalleydi bize oyun bahçemiz
ya ekmek,peynirle ya domatesle
doyardı acıkan midelerimiz
yağmurdan ıslanan toprak buldukmu?
yönümü kes isimli çıvi oynardık
hep birlikte düz taşları toplayıp
taş üstünde taş dizer oynardık
el ele tutuşup daire olurduk
yağ satarım bal satarım oynardık
çimenlere uzanır boylu boyunca
el üstünde kimin eli sorardık
en küçük kardeşti oyuncağımız
o bizim bebeğimiz bizde anneyiz
kah kucakta taşır kah uyuturduk
ağaç dallarında beşiklerimiz
kapı kapı dolaşır mani söylerdik
komşularımızın ellerini öperdik
onların verdiği ikramlar ile
evcilik oynayıp, piknik yapardık
bizler salıncakta çok sallanırdık
ip atlardık,bezirgan başı oynardık
kör ebe saklanbaç ile çocukca
bazen saklanırdık oyun boyunca
toplanır hep beraber daire olurduk
bülbülü kafese koyar dönerdik
bazen belimize sarılıp, başı gizleyip
uzun eşek yapar, zıplar oynardık
kocaman taşları yuvarlar dizer
üzerine uzun tahta koyardık
iki guruba ayrılarak biz
tahterevalli yapar, güler oynardık
çantalarımızı engel yapar atlardık
birde bazen çelik çomak oynardık
yağmur yağmaz ise yağmur adamı
ıslatıp gezerdik şen kahkahayı
yeşillik arası bir toprak bulsak
hemen seksek için yeri çızerdik
kaygan bil taşı kırıp küçültüp
tek ayak üstünde zıplar oynardık
kibrit kutusundan telefon yapar
saatlerce birlikte konuşurduk biz
bayrak yarışıyla çember çevirme
yarışmalardan en çok sevdiğimiz
akşam güneşini iple çekerdik
gölgeme bas oyunu oynamak için
şayet mızıkçılık yapan olursa
tek ayak üzerinde bekletirdik biz.
akşam esintisi ile semtin en yüksek
tepesine çıkar yayılırdık biz
kendi yaptığımız uçurtmalarla
gökyüzünde salınır yarışırdık biz
yuvamız yalnız akşam içindi
ezanlarla çekilirdik evlerimize
bahçe çeşmesinde el yüz yıkanır
sokak giysileri avluda kalır
öyle girerdik evlerimize
eve girince oyun bitmezdi
yemek saatini iple çekerdik
bu saati doldururken biz
ellerimizle kuleler yapar
harflerle bulmaca
bazen şehir oynardık
akşam yemek sonrası biz toplanırdık
büyük annemizin yanıbaşına
masallar dinlerdik yüzük oynardık
uykulu gözlerle son saatlerde
günlerimiz bir bir böyle geçerdi
ne yorgunluk ne halsizlik duyardık
hastalıkları tanımazdık hiç
zaten duysaydıkta pek anlamazdık
"ahh nerede o eski günler" diye üzülme
üzülmekle hiç bir şey geçmiyor ele
yaşamını sen çiz çok geç olmadan
çocukluk yaşlanmasın hatıralarla
kalkın hep birlikte bir köy kuralım
çocuk dolduralım bu köyümüze
evlerinin önünde kır bahçesinde
çocuklar yaşasın coşun sizlerde
YALNIZ VARDİYAM Şiir kitabımdan
Biraz ÖZTÜRK, Biraz BENLİ Mısralarımla.