3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2691
Okunma

Soğuk bir kış gecesi,
İstiklal caddesinde bir kafedeyim
Derinden, ağlarcasına çalan yanık bir keman sesi
Masamda bir bardak çay, en sadık dostum sigaram,
Ve karşımda yalnız senin hayalin...
Uzun uzun dertleştik.
Ben anlattım, sen sadece sustun
Ben yağmur olup aktım istiklal caddesine,
Sen sadece güldün...
Oysa sen!..
Çayımda şekerim,
Ciğerlerime çektiğim sigaramda dumanım,
Umudum, aşkım, korkularım, yaşama sebebim,
Hayaliyle yaşadığım tek aşkımdın.
Ve sen,
Hala gözlerimin içine baka baka umarsızca gülüyorsun
Oysa sen,
Umutlarımı eze eze,
Kalbimde sönmeyen,
Cehennem gib bir kor bırakıp gideceksin biliyorum.
Bense böyle yıkık, böyle yetim, böyle serkeş
Bütün umutlarımı masada bırakıp
İstiklal caddesinin, göz yaşlarımı gizleyen yağmurlarında
Sensizliğe,
İstemediğim meçhul bir limana kaybolup gideceğim
Belki yıllar sonra yine baş başa,
yine böyle bir masada kesişir yollarımız
Bakarsın bir çay bardağında tekrar seni yudumlarım
Tekrar dumanım olursun, seni çekerim ciğerlerime
Ve hiç bir zaman cesaret edemediğim,
sana hep haykırmak istediğim,
seni seviyorum demeyi
Bütün İstanbul’u yıkarcasına, o gün haykırırım belki...
5.0
100% (4)