4
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1512
Okunma
dudakların şarap , ellerim demir
susmak getirdim sana hınçla
tıpkı koyu keskin gözlerin
dualanmış neşeler biriktirdim avuçlarımda
gözleri açık pembe bebekler
bâri aynalara sayıkla diye
kırık ezgili buselerle abiye menekşeler
sana susmak getirdim kadın
sessizliğim bile sana benzesin diye!
şövalye ruhu getirdim sana
dudakları tozlu elleri kan
gözlerinde şarap rengi buhur
göğün az kullanılmış usâresi
o camgöbeği rengi oyuncaklarını
aşk getirdim sana kadın aşk
deniz topladım avuçlarımla
yazdım adını g e l e c e ğ e
ütüledim astım alnımdaki kırık fayları dudaklarınla hecelerime
ürkütmesin seni bu Anzavur nâralar
uçuklarken mihaniki eşgâlin hayâlimde
ardımda bir kara saban
aklımda o tükenmez karabasan
sürerim gözlerini taze ekmeğe sürer gibi
ürkütmesin seni bu bakışlar
Âdem, adam olursa üzer mi sevdiğini
söyle
çekip almasınlar dilimden o sahih tümceyi
emri hakk çalmadan kapıyı anlatamazsam derdimi
bilsin cümle âlem
öğrensin bu fakir dilini
hangi ustura alırsa eline
hangi rüzgâr bilirse adresi
bak bölüyorum işte
hecelediğin o tek hücreli cümleyi
../..
umut; çiçek açmış çocuktur sevgili
’’hayat dediğin sevdanın yanında nedir ki’’
savruluyorum etrafa d e m i r gibi
bu korkutmasın seni yaban çiçeği
sevmek inadının irâdıdır sabır
sen orman ol ağaca, yeter ki kucak
benimkisi serabı şarapla yıkama sarhoşluğu
-senfonisi-
-fobisi-
beklerim ben
baharda çoğalan ırmak gibi
yeter ki ses ver sen
alırım sırtıma kışı, suratıma kederi
korkma sessiz harflerden olur mu
aşk ehlinin mavzeri, vurmaz hiç bir çiçeği
öperim
o şarapnelleri, şarapla yıkayan elleri!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (20)