Merhaba çocuk!
Bilirim yüreğin kanar
Öfke duymazsın, kin duymazsın kimseye
Bilmezsin çünkü öfkelenmeyi
Yaşarsın kendi halinde
Yamalıdır burnunu sildiğin kolun
Gazete kağıtlarına mülteci uykularda, bilinmez yolun
Hasret nedir bilemezsin bir sıcak yuvaya
Bilsen dünyanın tadını, volkan olur patlarsın
Mutluluk devrim olur kalbinde...

Merhaba çocuk!
Bir devran ki döner acımasızca
Ezilirsin çarkında
Bir lokma ekmek bulursan senden iyisi yok
Kaldırım kenarında
Siyah beyaz bir hatıradır anan, baban
Tabi ki onu da hatırlarsan
Sömürgeci zihniyetin umudu var teninde
Biraz ayağa kalksan
Akbabalar dolaşır üzerinde...

Merhaba çocuk!
Sessiz bir feryatsın kulaklarımda
Ne görür ne duyar sesini cihan
Mirasın sokalardır atandan kalan
Yalnız gözlerin ise kimliğin
Annesinin elinden tutan bir çocuk incitmez seni asla!
Sadece şaşkın şaşkın bakarsın tatmadığın duyguya
Ne futbol topunun adını
Ne pamuklu şekerin tadını bilmezsin...

Merhaba çocuk!
Kahreden o hatayı uçmak için yaparsın
Yaşadığın şeylerden uyuşarak kaçarsın
Elinde sakladığın ya tinerdir, ya bali
Adın kötüye çıkar dışlar seni ahali
Yazık canına yavrum
Batıdan kırıntılar, bitirir seni bunlar
Aradığın dünyayı bu yolla bulamazsın
Güneş doğudan doğar, batıdan doğamaz’sın

Merhaba çocuk!
Kış gecelerin zordur esmer sokaklarda
Eski bir gocuk bulup da donmaz isen ne ala
Anne sütü görürsen rüyanda
Zemheride olsa, sabahları uyanırsın onun sıcaklığıyla
Göbek bağının taşla kesildiğini hatırlar gibi
Bilinçsizce sıcaklığını ararsın annenin
Sonra yağmurun ayaklarına sızıntısı ile irkilir
Dönersin kendi dünyana...

"Horlayıp dışlamadan, bir el verin bizlere. Dünyaya gelmekten başka
ne yaptık ki sizlere? Kaldırımda yatan biz, çamurlara batan biz. Durmayın
kulak verin! Adresimiz çok kolay sokak bizim evimiz..."