Ah bir gelsen şehrime
Sen koksan sokaklarımda
Kaldırımlarımda ayak izlerin olsa
Ve ben yüzümü sürsem utanmadan
Ayağının değdiği Arnavut kaldırımlarına

Ah bir gelsen şehrime
Maviye boyansa yıllardır gri gördüğüm gökyüzüm
Binalar fıstık yeşili, camgöbeği mavisi olsa
Yolları Çingene pembesine boyasak birlikte
Gönlüm gibi renklense şehrim, gri ve kahverengi yerine

Ah bir gelsen şehrime
Ağaçlar gelin olsa süslense beyaz çiçeklerinle
Mor menekşe açsa, aşk rengine bürünse gelincikler
Kan damlasa yapraklarından güllerin
Papatyalar yarışsa elbisemin beyazınla

Ah bir gelsen şehrime
Bülbül bilmem kaçıncı senfonisini söyler güle
Gül aşkından dikenlerini koparır birbir dalından
Ve ben yediverenler gibi açarım yaşıma inat
Güller sürüldü, ve aşk koktu gül sinemde

Ah bir gelsen şehrime
Esen sert rüzgarı, kavuran ayazı yerine
Yaksa Temmuz güneşi bedenlerimizi
Ten titrer yaprak misali göğsünde
Ellerini öpsem, koklasam burnumun direği sızlasa
Gözlerime hapsetsem gözlerini
Yokluğunda gözümde tütmeyesin diye


Ah bir gelsen şehrime
Düğün bayram olur gönlümde
Ben gelin misali nazlı, sen güvey misali utangaç
Çalsın davullar oynasın gelin kızlar, delikanlılar
Bayram yerine dönerim ve bayraklar asılır her köşeme
Ah bir gelsen şehrime, aşkı görsen gözlerimde


18.3.2013

E.Ö.S