0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
897
Okunma
Yitirdik benliğimizi
Uyandık kabuslu rüyaların savurduğu,
Parşömenlerdeki basmakalıp horlamalardan
Utancından kıpkırmızı gök ,
Issız dağın kibrine ağlıyor.
Kimbilir hangi bulut taşıyacak , rüzgarın eşliğinde gözyaşlarını
Sarfedilmemiş kelimeler ve onur kırgın ,
Yaşanmışlıklardan arta kalan
Kelam etmek zor muydu Allah aşkına
Uçan kuşa selam vermek .
Hafife alma hayatı kim demiş ilim Çin dedir.
Tarife göre ilim içindedir.
Yok yok olmuyor , beklemek çare değil.
İmkansıza verilmez meyil
Aşk bir tuhaf , sanki sen sende değil.
Kelam sıkışır dizelerine
Ellerin dizlerine
İki kelime , ne de uzun gelir eloğluna
Titremenle uzaklaşıyor , mantığın serserisi
Dut yemiş bülbül ,duygu selinde boğuluyor.
Yoğruluyor çiğ sütüyle insan hamuru.
Arkadaşları arasında ünlüdür ata binişi
Bilmez yalama yapıyor , cennet ile cehennem arasındaki kirişi.
Varsa söylesin bilirkişi
Doğru mudur ?
Hakk’ın dili varken , beden dilinde kavrulmak.
Devran dönüyorsa sen yerinde kal
Şart mıdır dönekliğin her hecesi
Farketmez ha bir ha iki gecesi
Masumiyeti alt edişi.