31
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
2498
Okunma

geçmiş her yarından bir önce gelir
bütün insanlar terk eder dünyayı
ve bütün insanların oyununda aslında biz varızdır sevgili
unutmak güzeldir bazen
bazen ağlamak kadar gülünçtür düş kurmak bile
mutlanırız yinede umutsuzca bazen işte
ve yalnızca bir ölünün yaşadığı acı kadardır aslında
bilmeyiz ki o kadar canlıdır yaşam elimizde
bütün sabahlar birbirine benzer mesela
aynıdır bir günün öbür renge bulanması
yağmurun kiri
toprağın lezzeti
ve belki yaşamak daha çok aynıdır ağzımızda
ki farkında değilizdir bunun da
birbirine benzeyen asık yüzler
aynı yolda üst üste binmiş gülünç ayaklar
ve ters köşe birikmiş tüm salak adımlar
geçmiş ve geleceği sabırla renginde gizler
yorgun ve dağınık bir tutam karanlıkla
ağzı derin soluk da kokmuş o kırışık sabaha
kırık pencereden rüzgar sızar ya
doğruluruz sağırca
faşist bir aşka öfkelenip
bir avuç misket kırarız yastığın ağzında
uzanırız yine günün mavi sırtına
çocukça
koşar bulutlar ve zaman tepemizde
hınzırca-asi bir umutla
melekleri uyandırmayın deriz hırsla
yalvar yakar koşarız Allah”a
bırakın cinnet geçirsin olduğu yerde dünya
nasılsa çocuklar cennet kokar her oyunda
iç savaşımızda yaşarız darma duman bir acıyla
geçmiş ve gelecek olanla baş başa
ayrı renkli bir gök yüzümüz vardır sadece
iki yürek uzunluğu haylaz bir kavgada
o çok sevişgen aynı kısa dolgunlukta
yağacaktır barış az sonra başımıza
bilmediğimiz tek ortak nokta
aynı şehirdeki çıplak bedenli o Polyanna
yürüyüp ayrı bir caddelerde
yine de aynı rüzgarı paylaşırız illa
yağmur yağar inatla
kararlı ve tiz yağar
sesimiz kadar gür yağar
hayıkıra haykıra-ısrarla yağar
ağzını açmaz ölür damlalar
evimizde soba üşür
bahçede kedi
ateşte kaynayan yalnız su değil ki
yalandır bazen hatırladım demek bile
ağlarken bir akşam vakti göğsümüzde zaman
unutmak baş ucunda el sallarken yıllara
kıvrılırızya içi geçmiş su gibi aşka
kuru bir çalı rengi
ağzımızda çöl sesi
gözlerimizde bir kuyu sisi
geçmiş bir zaman asılmışken böyle tavandan
annemin elleri kokar kuş sesli o küflü roman
sonra karanlık gelir aniden
üzerinde yıldız rengi bir yorgan
ve sevinç sevinç
sevgilimin ağzında büyür yine ihtiyar babam
çok ağlarım ben
duvarlara çok bakarım
ve en çokta kırılmış sırma kapı koluna bir de
hatırlarım
ahşap merdivenlerde büyür mazlum parmak uçlarım
ve suda yaşar kaybolmuş ayak izim
bilmiyorsunuz ben dün gece yine annesizdim
hep ağladım
yine de hiçbir şeye benzemedim
ışıklardı yalnız bir birine benzeyen
ve gözleri sönmüş bir dünya kuş gördüm
sabah içim göçünce de göklere
tekrar yaşadığımı öğrendim
o yüzden
yıldızları tek tek saymayın asla gece olunca
dilekler gök yüzünden yağmıyor insanlara
Annemin gözleri sek sek her kapandıkça
Allah yeni bir hayat sunuyor bana
hadi gel bir daha
beni yalnız bırakma baba
beş taş oynayalım bu karanlıkta
.
MHD