0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1698
Okunma

ÖLÜDERE
Kulaktan kulağa metalik fısıltılar
Aktı tellerde, uydularda yankılandı
Ulaştı başkente sınırları aştığımız
Telaviv’den Vaşington’dan
Oysa aşmaya çalıştığımız
Açlığın sınırıydı yoksulluğun bile değil
Çalıştı uzayın metalik gözleri
Büyük biraderin kulakları
Bekledi ölüm melekleri dönüşümüzü
Kaçağa yazgılı ölüme mahkum çocuklardık
Düşlerimizin peşinde koşan
Minicik kuşlardık
Uzak gökyüzünden kuzeyden
Yıldız yeliydi esen, eli ayağı kesen
Ardından ölüm fırtınası getirdi
Duyduk ıslıklarını düşerken bombaların
Sonra …… Yok sonrası bizim için
Yanıp küle döndü derilerimiz
Sıcak yuvalarına döndü katillerimiz
Uygun adım yürüyerek. Çocuklarına sarılmaya
Utanmadan onların saflıklarından
Biz kaldık Uludere’nin vadilerinde
Ondokuzu çocuk otuzdört can
Büyümeyeceğiz artık
Durdu hayatımız durdu
Bir katır , bir eşek, kurban edilen bir koyun
Bir karınca, böcek gibi
Mahkum edildiğimiz kaçaktan dönerken
Gözlerimiz korkuyla dondu
Duyunca silahların sesini
Bizim için unutma hakkınızı
Kullanmayın ne olur !
Ellerimiz yok tutamayız
Kanadımız yok uçamayız
Ayaklarımız paramparça
Acımız büyük susamayız.
Utandı mı bizi öldürenler
Bahçede açan çiçeklerce
Dağıldığında parçalarımız yer yüzüne
Çocuklar katledilince
Utanılır çünkü
Ocak 2012 Ankara
Hürdoğan Aydoğdu
5.0
100% (1)