6
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
795
Okunma
.
yağmur yarasını kavlıyor caddelerin
toprağını yitirmiş aşk merdivenleri
camgüzelini seyir ve tanrısız kuşların gagalarını
kanamış dudaklarla öptüğümüz
çok olmuş
ikimiz evden çıkalım
çıksın içinden kanepeler servis sehpaları
köşe yastıkları oturma odalarının
takvim duvardan sayfalar gün bildirmekten
sıfırlar değer olmaktan sıkılsın
biz şehirden gidelim
duraklar insan beklemekten çıksın
akşam ışıklarıyla su birikintileri cilveleşmekten
koşar adım herkes
kaygılı yorgunluklardan
ve her çareye yetişilemeyecek olmasından hayatın
bir şeyleri iyiden iyiye ölçmeye gitsin
darlığından geçelim duvarların
endişesinden yetim yurtlarının yansın içimiz
dibe vursun hiç kimsesizlik
yüzümüze
yüzümüz gibi karası çöken mülkiyeti
banka cüzdanlarımızın
önce evlerden çıkalım arkadaş
şehirden kasabadan ve içlerinden köylerin
eşyasından mağazaların vitrin camlarının ışıltısından
hangi sapağı dönsek birbirimize karışacağımız
bizi boğan denize girelim
birdenbire gülüşerek yıkandığımız
kalabalık kentler boşalsın
dargın köyler güneşli
yer gök şiir
şairler yalnızlıklarını paylaşmış
ortada çatırdayan ateş titrerken kuruyaduran ıslaklığımız
.
5.0
100% (19)